Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Risale

Turkish Risale
ŞEMA' : Turkish Risale

(C.: şümu') Mum. Meclise zevk veren, meclisi süsliyen mum. * Oyun. * Mizaç, huy

ŞEMA'MA' : Turkish Risale

Küçük başlı. * Aceleci kişi

ŞEMAHTER : Turkish Risale

Kötü, menhus

ŞEMAK : Turkish Risale

Neşat, sevinç. Ferah

ŞEMAKMAK : Turkish Risale

Uzun, tavil. * şâd ve neşeli kimse

ŞEMAL : Turkish Risale

(C.: Şemâlât) Kıble ardında kutup tarafından esen yel. * Ahlâk. * Kılıç

ŞEMARİH : Turkish Risale

(Şimrâh. C.) Dağ tepeleri. * Hurma veya üzüm salkımları

ŞEMATE : Turkish Risale

Destenik çiçeği. * Düşmana belâ, gam ve tasa geldiğinde şâd olup sevinmek

ŞEMATET : Turkish Risale

Kuru gürültü. Şamata

ŞEMATETKÂRANE : Turkish Risale

f. Kuru gürültü yapmak suretiyle, arsızca, gürültü ile bağırmak

ŞEMAYİL : Turkish Risale

Ahlâk

ŞEMAİL : Turkish Risale

(Şimal. C.) Huylar, ahlâklar, tabiatlar

ŞEMAİM : Turkish Risale

(Şemime. C.) Güzel kokular

ŞEMC : Turkish Risale

Şey mânasına gelen bir isim. * Bir nesneyi seyrek dikmek

ŞEMEL : Turkish Risale

Perâkendelik, dağınıklık. * Toplanmak, cem'olmak. * Az nesne

ŞEMERDEL : Turkish Risale

Uzun boyunlu, seri davar

ŞEMET : Turkish Risale

Saçın akı karasına karışmak

ŞEMH : Turkish Risale

Uzak niyet ve kasıt. * Tekebbür etmek, kibirlenmek

ŞEMHAR : Turkish Risale

Büyümek. Uzamak

ŞEML : Turkish Risale

Az şey. Perâkendelik. * Örtmek, bürünmek, toplanmak. * Topluluk, cemaat, insan yığını

ŞEMLAK : Turkish Risale

Yaşlı, pir, ihtiyar

ŞEMLE : Turkish Risale

(C.: şümül) Kilim. * Az miktar su

ŞEMM : Turkish Risale

Koku hissetmek, koklamak

ŞEMMAM : Turkish Risale

Yeşil, kızıl ve sarı hatları ve güzel kokusu olan küçük bir cins kavun

ŞEMME : Turkish Risale

Bir defa koklamak. * En küçük mikdar