Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Risale

Turkish Risale
ŞIKB : Turkish Risale

(C.: Şekâbe-Şikâb-Şükub) Mağara ve kaya yarığı. * Çukur yer

ŞIKK : Turkish Risale

Bir bütünün parçalarından her biri. * İki ihtimalden ve iki cihetten her biri. * İkiye ayrılmış şeyin bir kısmı

ŞIKK-I MUHALİF : Turkish Risale

Aksi taraf. Bir fikrin başka zıt ciheti, karşı tarafı

ŞIKKAYN : Turkish Risale

Bir işin iki ciheti. Bir şeyin iki şıkkı

ŞIKN : Turkish Risale

Az, kalil

ŞIKS : Turkish Risale

(C.: Aşkâs) Bir parça yer. * Her nesnenin bir miktarı

ŞIKVE (ŞEKÂVE) : Turkish Risale

Bedbahtlık. * Yaramazlık

ŞIKZ : Turkish Risale

(C.: Şekazân) Keler eniği

ŞIKZA' : Turkish Risale

Çok acıkmış tavşancıl

ŞIKŞAKA : Turkish Risale

(C.: Şekâşık) Devenin ağzında olan dağarcığı. (Ağzından çıkarıp kükretir.) * Zayıf, yaşlı kimse. * Uzun ince çubuk. * Ağzın çevresi

ŞIN : Turkish Risale

Kur'an alfabesinin onüçüncü harfi olup, ebcedî değeri 300'dür

ŞISB : Turkish Risale

(C.: şesâyib) şiddet. * Nasip

ŞITRE : Turkish Risale

Yarım, nısf

ŞU (-) : Turkish Risale

(-Şuy) f. Temizleyen, yıkayan

ŞU'BE : Turkish Risale

Bölük, bölüm. * Dal, budak. * İkinci derecedeki kollar. Kol

ŞU'BUB : Turkish Risale

(Bak: Şü'bub)

ŞU'LE : Turkish Risale

Alev, ateş alevi. Alevlenmiş odun

ŞU'LE-İ BERKIYYE : Turkish Risale

Yıldırım ışığı. Şimşek parıltısı

ŞU'LE-İ CEVVAL : Turkish Risale

Daim hareket ederek etrafına ışık saçan parıltı

ŞU'LEBÂR : Turkish Risale

f. Işıklı

ŞU'LEDÂR : Turkish Risale

f. Alevlenmiş, alevli. Işıklı

ŞU'LEFEŞÂN : Turkish Risale

f. Işık saçan, parlatan

ŞU'LEGİR : Turkish Risale

f. Tutuşan, alevlenen, alev alan

ŞU'LENÜMÂ : Turkish Risale

f. Alev gösteren, alevli

ŞU'LEPERVER : Turkish Risale

f. Işıklandıran. Alevlendirici