Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Risale

Turkish Risale
ŞU'LEPUŞ : Turkish Risale

f. Alev içinde kalmış, alevle örtülü

ŞU'LEPÂŞ : Turkish Risale

f. Işık saçan

ŞU'LERİZ : Turkish Risale

f. Işıldayan, alev saçan

ŞU'M : Turkish Risale

(Şum) f. Uğursuzluk. Meş'um olma. Uğursuz

ŞUA : Turkish Risale

(C.: Şu') Sorgun ağacı

ŞUA' : Turkish Risale

Bir ışık kaynağından uzanan ışık telleri

ŞUAAT : Turkish Risale

Işıklar, parıltılar, nurlar

ŞUAB : Turkish Risale

(şu'be. C.) şubeler. Kollar, bir cisimden ayrılan çatallar. (Bak: Şiâb)

ŞUABAT : Turkish Risale

(Şu'be. C.) Şubeler, kısımlar, takımlar, bölükler. Dallar

ŞUAL : Turkish Risale

(şu'le. C.) Alevler, şu'leler. Ateş alevleri

ŞUARA : Turkish Risale

(Şâir. C.) Şâirler. * Kur'an-ı Kerim'in
suresinin ismidir. Mekkîdir

ŞUAYB (A.S.) : Turkish Risale

Ashab-ı Eyke ile Medyen ahâlisine gönderilen bir peygamberdir. Çok hakikatlı ve güzel sözlerle bu iki kavmi Hakka davet ettiği halde kendisini dinlemediler. Cenab-ı Hak Eykeliler üzerine şiddetli sıcaklık ve Medyen ahalisine de şiddetli sayha ile azab verdi ve onları mahveyledi. Şuayb Aleyhisselâm kendisine inananlarla Mekke'ye gitti ve orada yerleşti. Musâ Aleyhisselâm'ın kayınpederi idi. (Bak: Ashab-ı Eyke)

ŞUBAN : Turkish Risale

f. Çoban

ŞUGL : Turkish Risale

İş, meşgul olunacak şey, gaile

ŞUGMUM : Turkish Risale

Uzun, tavil

ŞUGUL : Turkish Risale

(Şugl. C.) İşler, uğraşacak şeyler, gaileler

ŞUH : Turkish Risale

f. Şen ve hareketlerinde serbest olan. * Nazlı, işveli. * Açık saçık, hayasız. Oynak

ŞUH-MEŞREB : Turkish Risale

f. Açık meşrebli, şen ve neşeli

ŞUHA : Turkish Risale

Karın ağrısı

ŞUHH (ŞIHH) : Turkish Risale

Bahillik

ŞUHUD : Turkish Risale

(Bak: şühud)

ŞUHUM : Turkish Risale

(Şahm. C.) Yağlar, içyağlar

ŞUHUR : Turkish Risale

(Bak: Şühur)

ŞUKAK : Turkish Risale

Bir çeşit hayvan hastalığı

ŞUKKA : Turkish Risale

Parça. Kâğıt veya kumaş parçası. * Küçük tezkere