Turkish Risale
CEBELİSTAN : Turkish Risale
f. Dağlık, dağlık yer
CEBER (CEBERİYE) : Turkish Risale
(Ceberiyyun) Cüz'i iradeyi inkâr eden bir fırka-i dalle. Hak yolundan çıkmış, dalâlete düşmüş bir fırka. Bunların zıdları da Mu'tezile'dir
CEBERUT : Turkish Risale
Azametin daha dâimîsi ve bâtınîsi. Büyüklük. Hâkimlik. Kudret, celadet. Fart-ı kibir ve azamet
CEBHA' : Turkish Risale
Büyük alınlı kadın
CEBHANE : Turkish Risale
f. Barut, kurşun, gülle, top, tüfek ve benzerleri gibi levazımat-ı harbiye ve bunların bulunduğu yer
CEBHE : Turkish Risale
Yüz, ön taraf. Harp sahası. Muharebe edilen yer. * Alın. * Bir binanın veya o cinsten bir şeyin ön tarafı. * Gökteki ayın menzillerinden birisinin ismi olup arslan suretinin cephesidir, dört yıldız arslan alnına benzetilmiştir. * Bir kavmin ve cemaatin seyyidi
CEBHE-SÂ : Turkish Risale
Yüz süren
CEBL : Turkish Risale
İhtira, ibda. Yoktan yaratma
CEBR-İ MÂFAT : Turkish Risale
Kaybedilen bir şeyin yerine başka bir şey bularak, onunla avunma
CEBR-İ NOKSÂN : Turkish Risale
Noksanı tamamlama, eksiği ikmâl etme
CEBRAİL : Turkish Risale
(Cebril, Cibril) Cenab-ı Hakk'ın emirlerini Peygamberlere (A.S.) bildiren büyük melek. Peygamberimiz Resul-i Ekrem'e (A.S.M.) Kur'ân-ı Azimüşşân'ı vahiyle getiren melek (A.S.)
CEBRE : Turkish Risale
Kemik sarmakta kullanılan ağaç. * Tahta parçaları
CEBREN : Turkish Risale
Zorla. Cebir ve kuvvet istimali ile. Kuvvet kullanarak
CEBRÎ : Turkish Risale
Zorla icra olunan, rızası olmadan zorla yaptırılan. * Cebriye fırkasından olan
CEBRİYE : Turkish Risale
Cüz'i irâdeyi inkâr edenlerin bâtıl mezhebi
CEBUB : Turkish Risale
Sağlam yer. Muhkem. * Yeryüzü. * Katı ve galiz yer
CEBZ : Turkish Risale
Çekmek, cezb
CEBİN : Turkish Risale
(Cebân) Korkak. Cesaretsiz. * Alın
CEBİN-SÂ(Y) : Turkish Risale
f. Alın sürücü, alın süren
CEBİR : Turkish Risale
Zabtetmek. Zor. Kuvvet. * Bir şeyi ıslah ve tamir etmek, düzeltmek. * Bâtıl bir fırka. * Mat: Harflerle yapılan hesab. * Tıb: Fevkalâde ameliyat, kırık kemiği sarıp bütünlemek. Kırık veya çıkık uzva sarılan tahtalar
CEBİRE : Turkish Risale
Çıkık veya kırık olan bir uzva sarılan tahtalar
CED' : Turkish Risale
Burun, kulak, el kesmek. * Hapsetmek
CED'A : Turkish Risale
Kestikten sonra geri kalan nesne. * Hapsetmek
CEDA : Turkish Risale
Bol yağmur, rahmet. * Hediye, ihsan. İn'âm. * Avantaj, kazanç
CEDA' : Turkish Risale
Kıtlık ve şiddet senesi
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani