Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Risale

Turkish Risale
CEDVA : Turkish Risale

Bol yağmur, rahmet. * Armağan hediye

CEDVAR : Turkish Risale

Nebâtattan zerâvende benzer bir ottur ve mâcun yapılır

CEDVEL : Turkish Risale

Liste. * Su kanalı. Kanal. * Doğru, düz çizgiler çizmeğe mahsus âlet

CEDY : Turkish Risale

(C.: Cidâ-Ecd) Oğlak. * Burç adı

CEDYE : Turkish Risale

(C. Cedâyât) Eyer altına konulan keçe

CEDÛD : Turkish Risale

(C.: Cedâyid-Cüdüd) Sütü çekilmiş koyun

CEDİ : Turkish Risale

Güneş medarının oniki burcundan birisi. Oğlak burcu. (Güneşin cenuba doğru inişinin en aşağı derecesini bildirir.) * Keçinin erkek yavrusu, erkek oğlak

CEDİB : Turkish Risale

Kıtlık olan yer

CEDİD : Turkish Risale

Yeni, kullanılmamış

CEDİDAN : Turkish Risale

Gece ile gündüz. * Yenilenen iki şey. Yenilenenler

CEDİL : Turkish Risale

Devenin boynuna taktıkları ip

CEDİLE : Turkish Risale

Kabile. * Nâhiye. * Kuş kafesi

CEDİR : Turkish Risale

Lâyık, münasib, uygun. * Nihâyet, son. * Etrafı duvarlı yer

CEDİYYE : Turkish Risale

(C.: Cedâyâ) Gövdeye yapışan kan

CEEY : Turkish Risale

Su içmesi için deveyi çağırmak

CEF' : Turkish Risale

Kenara çerçöp atmak. * Zâyi ve bâtıl olmak. * Koparmak. * Bir kabı eğip içindekini dökmek

CEFA : Turkish Risale

Eziyet. Sıkıntı. Zulüm. * Bir şey yerinde durmayıp bir tarafa ayrılmak

CEFA ENDER CEFA : Turkish Risale

Cefa içinde cefa. Azab içinde azab veya ayrılık

CEFA-DİDE : Turkish Risale

f. Cefa çekmiş, cefa görmüş

CEFA-KEŞ : Turkish Risale

f. Eziyete dayanan, cefa çeken, acıya katlanan

CEFA-PİŞE : Turkish Risale

f. Gaddar, cebbar, zâlim. * Sevgili, mâşuk, sevilen

CEFAF : Turkish Risale

Kuru olma, kuruma

CEFAKAR : Turkish Risale

f. Eziyet eden, cefa eden. * Halk arasında: Eziyet çeken, cefa çekmiş mânalarında da kullanılır

CEFALE : Turkish Risale

İnsan topluluğu

CEFASET : Turkish Risale

Hazımsızlık ıztırabı, sindirim zorluğu