Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Risale

Turkish Risale
CELİD : Turkish Risale

Fazla celâdetli, bahadır. * Rutûbetli, kırağı, çiğ. * Buz

CELİL : Turkish Risale

Celâlet ve celâdet sâhibi. Azîm, mertebesi yüksek

CELİL-ÜŞ-ŞÂN : Turkish Risale

şan ve şerefi pek büyük

CELİS : Turkish Risale

Ekseri bir yerde oturan. Arkadaş. Birlikte oturan

CELİYYAT : Turkish Risale

(Celi. C.) Aşikâr, açık, aleni, meydandaki şeyler

CEM : Turkish Risale

Hükümdar, melik, şah. * Hz.Süleyman'ın (A.S.) nâmı. * İskender'in bir ismi

CEM' : Turkish Risale

(C.: Cümu) Hurmanın iyi olmayanı. Farklı şeyleri bir yere getirmek mânasına mastar. * Az olarak cemaat için isim olur. * Toplama. Bir yere getirme, biriktirme. Yığma. * Gr: Arabçada (ve tesniye olmayan dillerde) ikiden çok olan şeylere delâlet eden kelime. (Kitabın başındaki cemi' hakkındaki izahata bakınız) * Tas: Bütün eşyayı Cenab-ı Hak ile görerek kendi havl ve kuvvetinden teberri etmek

CEM'AN : Turkish Risale

Bir yere toplamak suretiyle, toplanmış olarak

CEM'ARE : Turkish Risale

Galiz, kaba nesne. Yüksek taşlar. * Kabile ismi. * Küçük kuş

CEM'Î : Turkish Risale

(Cem'. den) Cemiyete mahsus, cemiyetle alâkalı

CEM'İYET-İ MUHAMMEDÎ : Turkish Risale

(Bak: İttihad-ı Muhammedî Cemiyeti)

CEM'İYYAT : Turkish Risale

(Cemiyet. C.) Cemiyetler

CEM'İYYET : Turkish Risale

(Cemiyet) Topluluk, birlik. Hey'et. * Bir yere cem' olma. * Mânevi birlik teşkil eden cemaat. * Huk: Kazanç paylaşmaktan başka bir maksadla, ikiden ziyade şahsın ilim ve mâlumâtlarını ve faaliyetlerini devamlı bir şekilde birleştirmek suretiyle bir esas nizamnameye müsteniden ve hükmî şahsiyyeti hâiz olarak kurdukları teşekkül. (T.H.L.) * Tas: Zihnin yalnız Cenab-ı Hak ile meşguliyet hali. * Edb: Tenasübü veya tezadı dolayısıyla birbirine uyan kelimeleri veya zıd olan kelimeleri beraber aynı ifade içinde bulundurmak. (Edebiyat Lügatı'ndan bir misal:Bir tâir-i kudsîyi uçurdun yuvasından.Bir lâne-i sevdayı tebah eyledin ey mevt.Bir tûde türaba çevirip cism-i latifin.Bir haclegehi hâk-i siyah eyledin ey mevt."Tair, uçurdun, lâne, tûde, türab, hâk" lâfızları arasında tenasüb vardır."Bir tûde türab" ile "Cism-i latif" "haclegeh" ile "hâk-i siyah" arasında tezad vardır. Buna, sözün cem'iyyetli olması denilir

CEM'İYYET-İ AKVÂM : Turkish Risale

(Milletler Cemiyeti) Birinci Dünya Savaşından sonra kurulan ilk Birleşmiş Milletler Cemiyetinin bizdeki adıdır

CEM'İYYET-İ HATIR : Turkish Risale

Zihin ve fikrin dağınık olmayıp toplu bulunması. Hasr-ı fikir etmek

CEM'İYYET-İ KELÂM : Turkish Risale

Kelâmın câmi olması. Müteaddid mânası bulunan kelâm, söz

CEM'İYYETGÂH : Turkish Risale

f. Toplantı yeri, toplanılacak yer

CEM-UL CEVAMİ' : Turkish Risale

Eski medreselerde okutulan Dört Hak Mezhebin fıkıh usûlünü içine alan, Usûl-i Fıkh'ın en son kitabı. Müellifi Şâfiî âlimlerinden İbn-üs Sübkî'dir

CEM-ÜL CEM : Turkish Risale

Gr: Bir defa cemi'olan kelimenin tekrar bir defa daha cemi olması. (Evliya; Evliyalar gibi.) * Tas: Vahdet-i vücuda dalmak. Bekabillah, Cenab-ı Hak'ta fâni olmak

CEM-İ EZDAD : Turkish Risale

Birbirine zıd şeylerin bir arada bulunması

CEM-İ MÜENNES : Turkish Risale

Gr: Müfredinin şeklini bozmadan sonundaki müennes alâmeti olan (e "t") kaldırılıp yerine (ât) getirilir. Müslime(t)
Müslimât gibi

CEM-İ MÜENNES-İ SÂLİM : Turkish Risale

Gr: Sonu ( $ ât) eki ile biten cemi'ler. Meselâ: Müminât: (Kadın mü'minler, mümineler) Sâdıkât, Hafiyyât, Sâlihât gibi

CEM-İ MÜKESSER : Turkish Risale

Gr: Cemi yapılacağı zaman müfredinin şekli bozularak yapılan cemi. Kaide dışı yapılan, kaideye uymadan yapılan cemi. Kitab; kütüb, gibi

CEM-İ MÜZEKKER : Turkish Risale

Gr: Müfredinin şeklini bozmadan sonuna (în, ûn) getirilerek yapılan cemi: Müslimîn, müslimûn gibi

CEM-İ SAHİH (SÂLİM) : Turkish Risale

Gr: Bu cemi yapıldığı zaman müfredinin şekli bozulmaz. İki türlüdür. Cem-i müzekker, Cem-i müennes. * Mat: Toplama