Turkish Risale
CEMEL VAK'ASI : Turkish Risale
Müslümanlar arasında vuku bulan elem verici ilk muharebedir. Peygamber Efendimizin (A.S.M.) Zevcesi Hz. Aişe (R.A.) ile Aşere-i Mübeşşereden Talha ve Zübeyr'in (R.A.) Hz. Ali'ye (R.A.) karşı kıyamlarından doğmuştur. Bu harpte Hz. Aişe ile Talha ve Zübeyr'in maiyetinde otuzbin; ve Hz. Ali'nin refakatinde yirmibin kişi olduğu hâlde karşı karşıya gelinmiş ve muhârebe sonunda her iki taraftan içlerinde sahabeden birçok zatla beraber onbin kişi şehid edilmiştir. Bu muharebede Hz. Talha ve Zübeyr de şehâdete nâil olmuşlardır. Bu muhârebeye Cemel Vak'ası denilmesinin sebebi: Hz. Aişe'nin mahfelini bir deve üzerine koydurarak ve kendisi ve bu mahfelde gayet mestûre bir şekilde oturup harp yerine maiyetindeki sahabelerle beraber gittiği için ve harbin en şiddetlisi bu devenin etrafında meydana geldiği içindir. (Bak: Sahabe)(Hazret-i Ali (R.A.) zamanında başlayan muharebelerin mâhiyeti nedir? Muhariblere ve o harpte ölen ve öldürenlere ne nam verebiliriz?Elcevap: Cemel Vak'ası denilen Hazret-i Ali ile Hazret-i Talha ve Hazret-i Zübeyr ve Aişe-i Sıddıka (Radıyallahü Teâlâ Aleyhim Ecmain) arasında olan muharebe; adâlet-i mahzâ ile, adâlet-i izâfiyenin mücadelesidir. Şöyle ki:Hazret-i Ali, adâlet-i mahzâyı esas edip, Şeyheyn zamanındaki gibi o esas üzerine gitmek için içtihad etmiş. Muârızları ise: Şeyheyn zamanındaki safvet-i İslâmiye adâlet-i mahzâya müsaid idi, fakat mürur-u zamanla İslâmiyetleri zaif muhtelif akvam hayat-ı içtimaiye-i İslâmiye'ye girdikleri için adâlet-i mahzânın tatbikatı çok müşkil olduğundan, "ehvenüşşerri ihtiyar" denilen adâlet-i nisbiye esası üzerine içtihad ettiler. Münâkaşa-i içtihadiye siyasete girdiği için, muharebeyi intaç etmiştir. Mâdem sırf "Lillâh" için ve İslâmiyet'in menâfii için içtihad edilmiş ve içtihaddan muharebe tevellüd etmiş; elbette hem katil, hem maktûl ikisi de ehl-i Cennettir. İkisi de ehl-i sevaptır diyebiliriz. Her ne kadar Hz. Ali'nin içtihadı musib ve mukabilindekilerin hata ise de, yine azâba müstahak değiller. Çünki: İçtihad eden hakkı bulsa iki sevab var. Bulmazsa, bir nevi ibadet olan içtihad sevabı olarak bir sevab alır. Hatâsından mâzurdur. Bizde gayet meşhur ve sözü hüccet bir zât-ı muhakkik Kürdçe demiş ki: $Yâni: Sahabelerin muharebesinde kıyl ü kal etme. Çünki hem katil ve hem maktûl ikisi de ehl-i Cennettir.Adâlet-i mahzâ ile adâlet-i izafiyenin izâhı şudur ki: $Âyetin mâna-yı işârisiyle; bir masumun hakkı, bütün halk için dahi ibtal edilmez. Bir ferd dahi, umumun selâmeti için fedâ edilmez. Cenâb-ı Hakk'ın nazar-ı merhametinde hak haktır, küçüğüne büyüğüne bakılmaz. Küçük, büyük için ibtal edilmez. Bir cemaatin selâmeti için bir ferdin rızâsı bulunmadan hayatı ve hakkı fedâ edilmez. Hamiyet namına rızasıyla olsa, o başka mes'eledir.Adâlet-i izâfiye ise, küllün selâmeti için, cüz'ü feda eder. Cemaat için, ferdin hakkını nazara almaz. Ehven-üş-şer diye bir nevi adâlet-i izafiyeyi yapmağa çalışır. Fakat, adâlet-i mahzâ kabil-i tatbik ise, adâlet-i izâfiyeye gidilmez, gidilse zulümdür.İşte İmam-ı Ali Radiyallahü Anh, adâlet-i mahzâyı şeyheyn zamanındaki gibi kabil-i tatbiktir deyip, hilâfet-i İslâmiyeyi o esas üzerine bina ediyordu. Mukabilleri ve muârızları ise, "Kabil-i tatbik değil, çok müşkilâtı var." diye adâlet-i izâfiye üzerine içtihad etmişler. Tarihin gösterdiği sâir esbab ise, hakiki sebep değiller, bahanelerdir. M.)
CEMEN : Turkish Risale
f. Çardak
CEMERAT : Turkish Risale
(Cemre. C.) Cemreler. Şubat ayında azar azar artan sıcaklıklar
CEMH : Turkish Risale
Sür'at yapmak, hız yapmak. * Huruç etmek, çıkmak
CEML : Turkish Risale
Yağ eritmek
CEMM : Turkish Risale
Çokluk. Mecmu. * Kuyuda biriken su. * Hırs ve tama ile mal biriktirmek
CEMM-İ GAFİR : Turkish Risale
Büyük cemâat, insan kalabalığı. Ekseriyet. * Muhâfızlar
CEMMA : Turkish Risale
Boynuzsuz koyun
CEMMAL : Turkish Risale
Deveci, deve süren, deve sürücüsü
CEMMAZ : Turkish Risale
Hızlı giden
CEMMAZ-SÜVAR : Turkish Risale
f. Hızlı giden bineğe binen kimse
CEMR : Turkish Risale
İnsanların bir araya toplanması. * Atın sıçrayarak yürümesi. * Ateş ve küçük taş vermek. * Bir kimseyi def etmek, kovmak
CEMR-ÜL GADA : Turkish Risale
Ateşi çok devam eden ağacın ateşinin koru
CEMRA : Turkish Risale
Kuvvetli dişi deve
CEMRE : Turkish Risale
(C.: Cimâr) Şiddetli karanlık. * Ateşli kömür parçası, kor. * İlkbaharda suya, yere, havaya düştüğü söylenen sıcaklık. * Hacıların Mina Vâdisinde şeytan taşlamaları
CEMRE-İ SÂLİSE : Turkish Risale
Üçüncü cemre ki, toprağa düşer
CEMRE-İ SÂNİYE : Turkish Risale
İkinci cemre ki, suya düşer
CEMRE-İ ULÂ : Turkish Risale
Birinci cemre ki, havaya düşer
CEMREVİYYE : Turkish Risale
Divân şairleri tarafından bayramlar, baharlar gibi cemre sebebiyle, muasır olan büyük makamlı ve rütbeli kişiler için yazılan şiirler
CEMUM : Turkish Risale
Yorga at. * Yürürken eşinen at
CEMİ' : Turkish Risale
Cümle, hep, bütün. * Gr: Çokluk bildiren kelime. Çoğul
CEMİAN : Turkish Risale
Bütün, hep
CEMİL : Turkish Risale
Güzel. * Cenab-ı Hakk'ın isimlerinden biri
CEMİL-İ ALE-L ITLAK : Turkish Risale
(Cemil-i alelıtlak) Her cihetle çok güzel ve mükemmel
CEMİL-İ ZÜLCELAL : Turkish Risale
Celal sâhibi, cemil olan Cenab-ı Allah (C.C.)
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani