Multilingual Turkish Dictionary Turkish Risale

CEMİLEKÂR : Turkish Risale

f. İyilik sever, güzel ahlâk ve huy sâhibi olan

CEMŞ : Turkish Risale

Saçı yolmak veya traş etmek. * Gizli ses. * Parmaklarının uçları ile çekmek. * Gazel söylemek. * Oynaşmak

CENAB : Turkish Risale

(C.: Ecnibe) Evin etrafı, çevresi. * Cânib. * Nâhiye

CENAB-I HAKK : Turkish Risale

Allah

CENABET : Turkish Risale

Pis. Gusletmesi lâzım gelen kimse. * Uzaklık

Kanat, taraf, kısım. (Vicdanın ziyası ulum-u diniyyedir. Aklın nuru, fünun-u medeniyedir. İkisinin imtizacı ile hakikat tecelli eder. O iki cenah ile talebenin himmeti pervaz eder. İftirak ettikleri vakit, birincisinde taassub, ikincisinde hile, şüphe tevellüd eder. Mün.)

CENAH-I TÂİR : Turkish Risale

Kuş kanadı

CENAH-I ZÜBAB : Turkish Risale

Sinek kanadı

CENAHEYN : Turkish Risale

(Cenah. dan) İki kanat, iki yan, iki cenah. * İki hususiyetli

CENAN : Turkish Risale

Gönül. Ruh. Kalb. Can

CENANÎ : Turkish Risale

Kalbe âit ve müteallik olan. Kalben duyulan. (Arabça müfred, birinci şahıs sigası ile "kalbim" mânasınadır.)

CENAZE : Turkish Risale

(C.: Cenâiz) İnsan ölüsü

CENAİB : Turkish Risale

(Cenayib) (Cenibe. C.) Yedek hayvanlar, yedek binekler

CENB : Turkish Risale

Yan taraf. Koltuk altının aşağısı. * Def'etmek, kovmak. * Müştak olmak. * Bir yere gitmek için bir yere inmek. * Birisinin sevdiğinden dolayı kararsız ve muztarib bulunmak. * Büyük ve çok olan. * Engin taraf. * Şetmetmek, söğmek. (L.R.)

CENBÎ : Turkish Risale

Yan tarafa âit

CENBİYYE : Turkish Risale

Arapların kullandıkları bir cins eğri kamadır ki, yan taraflarına takarlar

CENCENE : Turkish Risale

Sözü burun içinden söylemek, genizden konuşmak

CENDEL : Turkish Risale

Nehirlerde bulunan ve büyükçe olan kaya

Turkish Risale

CEMİLE : Turkish Risale