Turkish Risale
AHBES : Turkish Risale
Pek çok pis, daha murdar. En habis, berbad
AHBEŞ : Turkish Risale
Habeş, Habeşi
AHBÂR-I GAYB : Turkish Risale
Bizce bilinmeyen gayb âlemlerine ve geleceğe dâir haberler.(... Hem de musibetlerin vakti muayyen olsa idi; musibet, başına gelen adam, musibetin intizarında o gelen musibetin belki on mislinden ziyade mânevi bir musibet
o intizardan- çekmemesi için, hikmet ve rahmet-i İlâhiyye tarafından gizli, perdeli bırakılmış. Ve ekser hâdisât-ı kevniyye-i gaybiyye böyle hikmetleri bulunduğundandır ki, gaibden haber vermek yasak edilmiş. $ düsturuna karşı hürmetsizlik ve itaatsizlik etmemek içindir ki, medar-ı teklif ve hakaik-i imaniyeden başka olan umur-u gaybiyyeden izn-i Rabbâni ile haber verenler dahi, yalnız, işaret suretinde perdeli ve kapalı ihbâr etmişler. Hatta "Tevrat" ve "İncil" ve "Zebur" da Peygamberimiz hakkında gelen müjdeler ve haberler dahi bir derece perdeli ve kapalı gelmiş ki, o kitabların bir kısım tabileri te'vil edip iman etmediler. Fakat itikad-ı imâniyyeye giren mes'eleleri tasrih ile ve tekrar ile ihbar etmek ve açık bir surette tebliğ etmek hikmet-i teklifin muktezası olduğundan, Kur'ân-ı Mu'ciz-ül Beyan ve Tercümân-ı Zişanı (A.S.M.) umur-u uhreviyeden tafsilen ve hâdisât-ı istikbâliye-i dünyeviyeden icmâlen haber vermişler. Ş.)
AHBİYE : Turkish Risale
(Hıbâ. C.) Kıldan yapılmış göçebe çadırı. * Keçe ve kıldan yapılan evlerde konup göçen Türkler
AHCAR : Turkish Risale
(Hacer. C.) Taşlar
AHCEN : Turkish Risale
Burnu eğri kimse
AHD : Turkish Risale
Vâdetme. Söz verme. Vefâ. Yemin. And. Misak. Peymân. * Asır. Devir. Tevhid. Mukavele. * Vasiyet
AHD Ü MİSÂK : Turkish Risale
f. Yemin, anlaşma, sözleşme
AHD Ü PEYMAN : Turkish Risale
f. Yemin etme, söz verme
AHD-NAME : Turkish Risale
f. Anlaşmanın şartlarını ve anlaşmayı yapanların imzalarını taşıyan kağıt
AHD-İ ATİK : Turkish Risale
Tevrat, Zebur ve Mezamir'in bazıları, Yahudilerin eski ve mukaddes kitapları
AHD-İ CEDİD : Turkish Risale
f. İncil
AHDA' : Turkish Risale
Boyun damarlarından bir damar. * Hilekâr, aldatıcı, kandırıcı
AHDAK : Turkish Risale
(Hadeka. C.) Göz bebekleri
AHDAN : Turkish Risale
(Hıdn. C.) Dostlar, yoldaşlar
AHDAR : Turkish Risale
Yeşil, yemyeşil, pek yeşil
AHDAR-I NÂZIR : Turkish Risale
Çok yeşil, yemyeşil, tam yeşil
AHDAS : Turkish Risale
(Hades. C.) Yeni hâdiseler, fena şeyler. Dertler, musibetler. * Gençler
AHDEB : Turkish Risale
Hiç kimsenin fikir ve düşüncesini beğenmeyen, ahmak. * Uzun boylu
AHDEL : Turkish Risale
Boynu önüne eğilmiş olan. * Çok eğik olan şey
AHDER : Turkish Risale
(C.: Ehadir) Kavi ve galiz olmak. Kaba olmak. * Şaşı adam
AHDERRÎ : Turkish Risale
Yabani eşek
AHDES : Turkish Risale
Fikirli kişi
AHDET : Turkish Risale
(C.: Ahâd) Yağmur yağdıktan sonra yağan yağmur
AHDÎ : Turkish Risale
Ahde âid, sözleşmeye dâir
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani