Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Risale

Turkish Risale
CÜDUBE : Turkish Risale

Kıtlık

CÜDÜR : Turkish Risale

(Cidâr. C.) İnce deriler, zarlar. * Duvarlar, setler

CÜFAEN : Turkish Risale

Beyhude, boşuboşuna, faydasız yere

CÜFAF : Turkish Risale

Kurumuş

CÜFAFE : Turkish Risale

Dağılmış kuru ot

CÜFAL : Turkish Risale

Selin kenara attığı çör çöp. * Davarın yünü ve kılı çok olmak. * Kıllı kimse. * Bol

CÜFALE : Turkish Risale

Su kenarında olan çörçöp

CÜFF : Turkish Risale

İçi boş olan şey. Kof. * Dimağa işlemiş olan baş yarığı. * Hurma çiçeğinin kabuğu. * Cemaat, topluluk. * Yarısı kesilip kova olmuş olan çürük ve eski kırba

CÜFRE : Turkish Risale

Bir şeyin ortası. Mezar. * Boşluk. Çukur. * Göğsün içerisi. Sadır

CÜFT : Turkish Risale

f. Tek olmayan. Eşi olan. Çift

CÜFTE : Turkish Risale

f. Benzer, eş, denk, müsavi. * İnsan veya hayvan sağrıs. * Hayvan çiftesi

CÜFUR : Turkish Risale

Zayıf olmak

CÜHAL : Turkish Risale

Zehir

CÜHD : Turkish Risale

Kuvvet, tâkat

CÜHELA : Turkish Risale

(Câhil. C.) Cehele, cühhâl. Cahiller. Bilgisizler

CÜHERA : Turkish Risale

(Câhir. C.) Yüksek sesle açık olarak söylenenler

CÜHHAL : Turkish Risale

(Câhil. C.) Bilgisizler, câhiller

CÜHUD : Turkish Risale

Bilerek inkâr etmek. Bildiği hâlde yanlış söylemek. * Peygamberimiz Resul-i Ekremi (A.S.M.) bildikleri ve mukaddes kitablarında O'nun evsâfını okudukları hâlde inkâr eden Yahudiler. (Türkçedeki "cıfıt" kelimesi bundan gelir.) * Bir kimseyi bahil bulmak

CÜLAB : Turkish Risale

Gülsuyu, cüllâb. * İshal veren şerbet, müshil

CÜLAHEK : Turkish Risale

f. Örümcek, ankebut. * Küçük dokumacı

CÜLAL : Turkish Risale

(Celil) Ulu, büyük nesne, azim

CÜLALE : Turkish Risale

Büyük dişi deve

CÜLAZÎ : Turkish Risale

Kocaman ve kuvvetli. İriyarı. * Hâdim, hademe, hizmetkâr. * Kilise veya manastır uşağı. * Papaz veya keşiş

CÜLB (CİLB) : Turkish Risale

Su olmayan bulut

CÜLBAN : Turkish Risale

Burçak dedikleri hububat cinsi