Turkish Risale
CÜLBE : Turkish Risale
Yara iyi olduğunda üstünde olan ince deri
CÜLCÜL : Turkish Risale
(C.: Celâcil) Ufak çıngırak, küçük çan
CÜLCÜLÂN : Turkish Risale
Susam
CÜLCÜLÂN-I HABEŞE : Turkish Risale
Beyaz haşhaş
CÜLESA : Turkish Risale
(Celis. C.) Beraber oturanlar
CÜLHAB : Turkish Risale
Dere, vâdi
CÜLHUB : Turkish Risale
Dizleri büyük olan kadın
CÜLL : Turkish Risale
(C.: Cilâl-Ecille) Çul. * Gül. * Her nesnenin büyüğü ve muazzamı
CÜLLA : Turkish Risale
(C.: Cilel) Büyük emir
CÜLLAB : Turkish Risale
f. Cülâb, gülsuyu
CÜLLAH : Turkish Risale
Çok sel
CÜLLAS : Turkish Risale
(Câlis. C.) Cülus edenler, oturanlar
CÜLLE : Turkish Risale
Hurma koydukları kap. * Hurma yükü
CÜLMUD : Turkish Risale
Kaya
CÜLMÜD : Turkish Risale
Sesi çok çıkan ve kuvvetli olan kimse
CÜLUBE : Turkish Risale
Başka yerden satmaya getirilen şey
CÜLUD : Turkish Risale
(Cild. C.) Ciltler, hayvan derileri
CÜLUL : Turkish Risale
Kişinin, yerinden başka yere çıkması
CÜLUS : Turkish Risale
Oturuş. Oturma. * Padişahın taht'a oturması
CÜLUS-U HÜMÂYUN : Turkish Risale
Padişahın taht'a oturma merâsimi
CÜLUSİYYE : Turkish Risale
Taht'a çıkan hükümdarlar veya padişâhlar için yazılmış yazı veya söylenmiş şiir. * Hükümdarın tahta çıktığı ilk gün verdiği bahşiş
CÜLZA : Turkish Risale
Sağlam deve
CÜLÜBAN : Turkish Risale
Sahtiyandan yapılan dağarcığa benzer bir kap
CÜLÜNBAK : Turkish Risale
Diş gıcırtısı. * Kapı gıcırtısı
CÜMA' : Turkish Risale
Toplamak. Cem'etmek
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani