Multilingual Turkish Dictionary Turkish Risale

CÜR'ET : Turkish Risale

Yiğitlik, cesaret. Korkmayarak ileri atılmak

CÜR'ET-YÂB : Turkish Risale

f. Cesur, cesaretli, yiğit, delikanlı, atılgan, gözüpek, cür'etkâr

CÜR'ETKÂR : Turkish Risale

f. Cesur, cesaretli, yiğit, delikanlı, atılgan, gözüpek

CÜRAŞE : Turkish Risale

Tuz döğülürken etrafına düşen iri parçalar

CÜRBÜZ : Turkish Risale

İnsanlar arasında fesâdçılık yapan gaddâr kişi

(Abdülkahir) Hicri beşinci asrın ikinci yarısında yaşamış büyük âlimlerden ve Arapçanın dâhi mütehassıslarındandır. Dindarlığı ve takvası da çok ileri olduğu nakledilir... Asıl adı: Abdülkahir-el Cürcanî olan bu Zâtın ilk tahsilini memleketi Cürcan'da yaptığı biliniyor. Adı ve künyesi şu şekilde oluyor: Eş-Şeyh Ebu Bekir Abdulkahir bin Abdurrahman. Bütün cihetleri ile beğenilen bir zat olmuştur. Hakkında deniyor ki: Namazda iken evine bir hırsız girse, bulduğu bir takım şeyleri alır. Cürcanî hırsızı gördüğü halde namazına devam eder ve bozmaz... Vefat tarihi Hi.471 senesidir. (K.S.)

CÜRCE : Turkish Risale

(C.: Cürâc) Heybeye benzer bir kap

CÜRCUR : Turkish Risale

Deve başı

CÜRD : Turkish Risale

Tüysüz, kılsız. * Cilt hastası (deve). * Tüyleri kısa olan (at). * Bitki örtüsü olmayan (arazi). * Piyâdesiz (süvâri)

CÜRDAN : Turkish Risale

At ve eşek zekeri

CÜRDE : Turkish Risale

Çorak bölge. * Çıplak vücut. * Atlı asker

CÜRDE ASKERİ : Turkish Risale

Eskiden hacca giden kafilelerin muhafızlığını yapan asker

CÜREZ : Turkish Risale

(C: Cirzân) Tarla faresi

CÜRF : Turkish Risale

Dere kenarında selin, dibini yalayıp oymuş olduğu bıçık üzerinde kalan toprak veya çamur çıkıntısıdır ki, her an için yıkılıp çökmeğe hazır bir vaziyette bulunur. (E.T.) * Estiyan adı verilen bir ot

CÜRFÜŞ : Turkish Risale

Yanları etli olan şişman kimse

CÜRH : Turkish Risale

(C.: Cüruh) Yara

CÜRHA : Turkish Risale

Birtek yara. * şehadette yani şahidlikte bir tek hükümsüzlük sebebi

CÜRHÜM : Turkish Risale

Yemende bir kabile

Turkish Risale

CÜR'A : Turkish Risale

CÜR'A-RİZ : Turkish Risale