Turkish Risale
AHFEC : Turkish Risale
Ayakları eğri
AHFEŞ : Turkish Risale
Küçük gözlü, zayıf bakışlı. * Yalnız gece gören kimse. * Üç büyük Arab âliminin lâkabı. * Bulutlu günde görüp bulutsuz günde görmeyen
AHFİYE : Turkish Risale
(Hıfâ. C.) Örtüler, perdeler, gizli şeyler. * Çiçeğin tomurcuğunu örten kabuk
AHGER : Turkish Risale
f. Ateş koru. Yanar halde olan kömür
AHGER-İ SUZAN : Turkish Risale
Yakıcı kor
AHH : Turkish Risale
Öksürmek
AHIR : Turkish Risale
t. (Ahur) Hayvanların barındığı yer, dam
AHKAB : Turkish Risale
Yabani eşek
AHKAD : Turkish Risale
(Hukd. C.) Kinler, garezler
AHKAF : Turkish Risale
(Hıkf. C.) Eğri büğrü kum tepeleri
AHKAF SURESİ : Turkish Risale
Kur'an-ı Kerim'de kırkaltıncı sure olup Mekke-i Mükerreme'de nâzil olmuştur
AHKAR : Turkish Risale
En hakir, pek âciz ve değersiz. (Daha çok tevazu makamında söylenir.)
AHKAR-UL İBÂD : Turkish Risale
Kulların en hakiri
AHKEM : Turkish Risale
En sağlam. En kuvvetli. * En çok hükmeden. * En hakim ve akıllı
AHKEM-ÜL HÂKİMÎN : Turkish Risale
Hükümdarların hükümdarı. Hâkimlerin en hâkimi. Cenâb-ı Hak (C.C.)
AHKER : Turkish Risale
f. Ateşli kül, kül ile karışık ince kor
AHKÂM : Turkish Risale
(Hüküm. C.) Hükümler. Kanunlar. Nizamlar
AHKÂM-I ADLİYE : Turkish Risale
Adaletle alâkalı hükümler, emirler. * Adliye nezaretinin eski ismi
AHKÂM-I FER'İYYE : Turkish Risale
(Bak: Şeriat)
AHKÂM-I FER'İYYE VE AHKÂM-I ASLİYYE : Turkish Risale
(Bak: Şeriat)
AHKÂM-I KUR'ÂNİYE : Turkish Risale
f. Kur'ân-ı Kerim'in kat'i olan hükümleri, emirleri. (Bak: Hukuk)
AHKÂM-I ŞAHSİYE : Turkish Risale
Huk: Şahsın kendisini alakalandıran hükümler. (Bak: Hukuk-u şahsiye)
AHLA : Turkish Risale
En tatlı, çok şirin. Çok tatlı
AHLAF : Turkish Risale
Yemin edenler. Müttefikler
AHLAK : Turkish Risale
(Hulk.C.) Huy, tabiat. İnsanın davranış tarzı, tutum ve tavrı, bir cemiyette makbul ve iyi sayılan davranış kuralları. Bu kural ve kaideleri inceliyen ilim. Ahlâkın kaynağı ve mahiyetini inceliyen felsefe.Filozoflar hangi hareketlerin iyi, hangilerinin kötü olduğu ve insanın neden ahlâk kaidelerine uyması gerektiği konusunda ortak bir fikre varamadılar. Kimi menfaati, kimi saadeti, kimi de vazifeyi ahlâkın temeli saydı. İslâm ahlâkı ise ahlâkın temeli Allah'ın emrine uygunluğu ve gaye olarak da Allah rızasını almakla insanı şahsi veya içtimâi (toplumsal) bencillikten kurtarmıştır. Ahlâkı da cemiyetten cemiyete ve zamanla değişen keyfî ve tesadüfî kaideler yığını olmaktan çıkarıp Allah'ın emirlerine uygunluğu esas almakla, birlik ve beraberliği ve devamlılığı sağlamıştır. (Bak: Hulk)
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani