Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Risale

Turkish Risale
CİHANİYAN : Turkish Risale

f. Dünya ahalisi olan insanlar

CİHAR : Turkish Risale

f. (Bak: Çâr)

CİHAR-I YAR-I GÜZİN : Turkish Risale

f. Dört halife: Hz. Ebu Bekir, Hz. Ömer, Hz. Osman ve Hz. Ali (R.Anhüm)

CİHAREN : Turkish Risale

(Cehr. den) Alenen, açık olarak

CİHAS : Turkish Risale

Kalabalık, müzâhame

CİHAZ : Turkish Risale

Âlet ve edevat.* Gelinin lüzumlu şeyleri. Çeyiz. * Cenazenin kaldırılması için lâzım olan eşya

CİHAZAT : Turkish Risale

(Cehâzât) (Cihâz. C.) Cihazlar, maddî manevî âletler, lüzumlu edevat

CİHET : Turkish Risale

(C: Cihât) Yan, yön, taraf. * Sebeb, mucib. * Vesile, bahane. * Evkafça olan vazife, maaş. * Yer, mahâl, semt

CİHET-ÜL VAHDET : Turkish Risale

Birlik ciheti

CİHET-ÜL VAHDET-İ İTTİHAD : Turkish Risale

Birleşmenin birlik ciheti. Yani birleştiren temel unsur. Birleştiren ve birleşilen esas

CİHET-İ RÜCHANİYET : Turkish Risale

Üstünlük ciheti

CİHNAM : Turkish Risale

Derin kuyu

CİHÂT : Turkish Risale

(Cihet. C.) Cihetler, taraflar, yönler

CİHÂT-I ERBAA : Turkish Risale

Dört cihet

CİHÂT-I SELASE : Turkish Risale

Üç uzunluk: En, boy, yükseklik

CİHÂT-I SİTTE : Turkish Risale

Altı cihet. Altı taraf. (İleri, geri, sağ, sol, yukarı, aşağı taraflar.)

CİL : Turkish Risale

Cemaat, insan güruhu. Millet. Boy, aşiret, kuşak

CİLAHİK : Turkish Risale

Eskiden kemankere ile ve şimdi de tüfek ile atılan yuvarlak nesne

CİLANGER : Turkish Risale

f. Çilingir

CİLAS : Turkish Risale

Beraber oturma

CİLAZ : Turkish Risale

Toz, gubâr

CİLBAB : Turkish Risale

Kadın feracesi. Çarşaf. (Bak: Celâbib, Tesettür)

CİLBEND : Turkish Risale

Büyük cüzdan. Evrak koymaya mahsus birçok gözlere ayrılmış cüzdan şeklinde çanta ki, koltuk altına alınır

CİLD : Turkish Risale

Deri. * Meşin. * Kitab kabı. * (Masdar olarak) Kitabın dikilip kap geçirilmesi. * Bir büyük kitabın bölündüğü kısımların her biri

CİLD-GER : Turkish Risale

f. Ciltçi, mücellit