Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Risale

Turkish Risale
CİNCİN(E) : Turkish Risale

(C: Cenâcin) Göğüs kemiği

CİNH : Turkish Risale

Gece karanlığı

CİNN : Turkish Risale

Bir cins ateşten yaratılmış olup, dünyanın insandan sonra en mühim sekenesidir. Akıl ve şuur sâhibi olup pekçok şer ve isyan yapabildikleri gibi "Peygamberlerin ve semâvî kitabların irşadlarıyla" insana yetişememekle beraber terakki edip yüksek kemâlatlara çıkabilen mahluktur. İnsanlar gibi dinin bir kısım emirlerini yapmakla ve bazı yasaklarından kaçınmakla yükümlüdürler. Kıyamet ve haşirden sonra cinlerden de dünya imtihanını kazananlar Cennet'e, kaybedenler Cehennem'e girecektir. Kâinat ve içindeki bütün varlıklar hakkında, en birinci söz söyleme hakkı; onların yaratıcısı ve mâliki olanındır. Çünki "Yapan bilir, öyleyse bilen konuşur" bir kaidedir. Cinlerin varlığını da, evvelâ; Kur'an-ı Kerimden öğreniyoruz. Ayrıca Peygamberimiz Resul-ü Ekrem'den (A.S.M.) gelen sahih rivayetler ve ashabının cinleri görmesi ve görüşmesi hâdiseleri de pek çoktur. Cinlerin pekçok cinsleri vardır. Bunlar lâtif yaratıklar oldukları için gaybî haberler getirmekte kullanılabilirler. Fakat Hazret-i Peygamber'den (A.S.M.) sonra cinlerin gaybî âlemden haber hırsızlamaları Cenab-ı Hak tarafından menedilmiştir.Cinlerin, kötülüğe sevkedenlerine şeytan-ı cinnî de denilir. * Lügatta: Bir şeyi hisseden, setretmek, gizlemek mânasına gelir

CİNN SÛRESİ : Turkish Risale

Kur'ân-ı Kerim'in
sûresi olup Mekke-i Mükerreme'de nâzil olmuştur

CİNNET : Turkish Risale

Delilik

CİNNÎ : Turkish Risale

Cinn taifesinden olan

CİNS : Turkish Risale

Nevi'. Boy, soy, kavim, kabile. Aynı çeşitten olmak

CİNS-İ LATİF : Turkish Risale

Lâtif ve hoş cins, nev. İnsanlar nev'inde kadın

CİNSÎ : Turkish Risale

Cinsle ilgili, cinsle alâkalı

CİNSİYET : Turkish Risale

Bir kavim ve kabileye mensub olma. * Bir cins ile alâkalı olma

CİNUN (CİNAN) : Turkish Risale

Gece karanlık olmak

CİNZAB : Turkish Risale

Yaban havucu

CİR : Turkish Risale

f. Aşağı, alt. * Eldiven, kayış vs. gibi şeyler yapılabilen tabaklanmış deri

CİR'ET : Turkish Risale

(Cer'et- Cür'et) Bahadırlık, kahramanlık, şecaat. * İkdâm etmek

CİRAB : Turkish Risale

(C.: Ecribe-Cireb Cerbân) Dağarcık

CİRAHA : Turkish Risale

(C.: Cirâh-Cirâhât) Yara

CİRAN : Turkish Risale

(C.: Cürün) Devenin boynunun önünde boğazlanacak yerinden boğazı çukuruna kadar olan yer

CİRANTA : Turkish Risale

yun. Bir senedi ciro eden kimse

CİRAR : Turkish Risale

(Cerre. C.) Toprak testiler

CİRAYE : Turkish Risale

Suyun ve diğer sıvıların durmadan akıp gitmeleri

CİRBAN : Turkish Risale

Yaka

CİRBET : Turkish Risale

Ekinlik, mezra

CİRCİR : Turkish Risale

Maydanoz

CİRCİS : Turkish Risale

Mühür yapılan mum. * Toprak. * Küçük üvez

CİRE : Turkish Risale

f. Çırak, uşak ve hizmetçilere verilen yevmiye, yemek ve para