Turkish Risale
DAKVA(N) : Turkish Risale
Sütü çok içtiğinden dolayı bedeni ağırlaşan kuzu
DAKİK : Turkish Risale
(Ekseri mânevi mânalar için) Pek ince. Nâzik. Ufak
DAKİKA : Turkish Risale
(C.: Dakaik) Zaman mikyası olarak bir saatin bölündüğü altmış parçadan beheri. Altmış saniyelik zaman. * İnce fikir, mülâhaza, nükte. * Daire dereceleriyle başka ölçülerde her derecenin bölündüğü parçalar ki bunlar da saniyelere ayrılırlar
DAKİKA-BİN : Turkish Risale
f. İncelikleri bilen, ince noktaları gören
DAKİKA-ŞİNAS : Turkish Risale
İnce işleri ve nükteleri anlayan, bir işin incelikleriyle uğraşabilen
DAKİS : Turkish Risale
Bir kimsenin aksırdığında ağzından saçılan tükrük
DAL : Turkish Risale
Ağacın ilk verdiği kol. * Kur'ân hattiyle yazılan () harfinin okunuşu (Ebcedi değeri dörttür.) Noktasız olduğundan "dâl-i mühmele" de denir
DAL' : Turkish Risale
Meyl. Eğrilik. Kuvvet. * Ağır yük götürmek
DAL(L) : Turkish Risale
Kur'ân ve imân yolundan sapan. Dalâlete giden, azan. * Azdırıcı, sapkın. * Şaşkın
DALAA : Turkish Risale
Kuvvet. * Eğrilik. * Şiddet
DALAL : Turkish Risale
Sapıklık. * Sapmak. Doğrudan, imân ve İslâmiyyet yolundan sapmak
DALALET : Turkish Risale
İman ve İslâmiyetten ayrılmak. Azmak. Hak ve hakikatten, İslâmiyet yolundan sapmak. Allah'a isyankâr olmak. * Şaşkınlık.(... Nevâfil kısmında, emr-i istihbabî ile yine ehl-i iman mükelleftir. Fakat, terkinde azab ve ikab yoktur. Fiilinde ve ittibaında azîm sevaplar var; ve tağyir ve tebdili, bid'a ve dalâlettir ve büyük hatadır...... Sünnete ittiba etmiyen, tenbellik eder ise, hasaret-i azîme; ehemmiyetsiz görür ise, cinayet-i azîme; tekzibini işmam eden tenkid ise, dalâlet-i azîmedir. L.)
DALALETPİŞE : Turkish Risale
Sapıklığı tâkibeden. Sapıklığa giden. İslâmiyetten başka yol tâkib eden
DALDAL(E) : Turkish Risale
Taşlı sert yer
DALGAKIRAN : Turkish Risale
t. Bir limandaki tekneleri dalgaların te'sirinden muhafaza etmek için denizde yapılan set
DALGIÇ : Turkish Risale
t. Mercan, inci ve saire avlamak veya denizin dibine düşmüş olan şeyleri çıkarmak için denizin dibine dalmaya alışık adam
DALI' : Turkish Risale
Kavi, kuvvetli. * Muhkem, sağlam, sert. * Eğri
DALKAVUK : Turkish Risale
t. Eline maddî menfaatler, para vesaire geçirmek için yaltakçılık ve soytarılık edip kendi vakar ve haysiyetini muhafaza etmeyen adam
DALL : Turkish Risale
Azan. Azıcı, azdırıcı. Dalalette olan
DALL-İ Bİ-L İŞARE : Turkish Risale
(Dâllibilişâre) Sözdeki mânanın işâretine göre delil olmak.Üç nevi delâletten biri ile sevkedildiği mânanın gayrisine yâni; söylenince maksud-u asli olmayan bir mânaya delâlet eden lâfızdır. Meselâ: "Cenab-ı Hak bey'i helâl, ribâyı haram kılmıştır." ibâresi, bey', yani alış-veriş ile ribâ (fâiz) arasında fark bulunduğunu beyan için sevk olunmuştur. Bundan asıl murad budur. O hâlde bu ibâre meşru alışverişle faiz arasında fark bulunduğuna "delâlet-i mutabıkıyye" ile delâlet ettiği gibi, bey'in helâl, fâizin haram olduğuna da yine "delâlet-i mutabıkıyye" ile "bi-l işâre" delâlet etmiş olur. Yine bunun gibi bir malın abde verilmesini veya verilmemesini isteyen bir kimseye karşı "Bu malı hiç bir şahsa vermem" sözü bu malın abde verilmeyeceğine "delalet-i tazammuniye ile" "bi-l işare" delâlet eder.)"Evlâdın nafakaları mevludün leh üzerinedir" ibâresi de çocukların neseblerinin, babalarından sâbit olacağına delâlet-i iltizâmiye ile bil-işâre delâlet eder. Çünkü, babanın mevlüdün leh olması, nesebin kendisinden sübutunu müstelzimdir." (İst. Fık. K.)
DALLE : Turkish Risale
Evini bilmeyip başka yere giden davar
DALLÎN : Turkish Risale
(Dâllûn) Sapkınlar. Müslümanlıktan ayrılanlar. Kur'an hakikatlerinden ayrılıp sapanlar
DALLİYET : Turkish Risale
Delil oluş. İsbata vâsıta olmak
DALİF : Turkish Risale
(C.: Düllef) Nişandan öteye düşen ok. * Ağır yük getirip adımlarını birbirine yakın atan adam
DALİL : Turkish Risale
Sert, sağlam, muhkem yer. * Yolu azmış kişi
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani