Turkish Risale
DASAR : Turkish Risale
(Dâstâr) f. Tellal, simsar
DASDASA : Turkish Risale
Depretmek, tahrik
DASE : Turkish Risale
f. Orak
DAV' : Turkish Risale
Hoş kokular kokmak. Depretmek.DAV'
Şule, ziya, ışık
DAVA VEKİLİ : Turkish Risale
Baro teşkilatının olmadığı yerlerde kanunî izin ile vekil sıfatı kazanan ve dava takibine salâhiyeti olan kişi
DAVACI : Turkish Risale
t. Dava açan
DAVAHİ : Turkish Risale
Memleket köşeleri
DAVAHİ-S SEB' : Turkish Risale
Yedi kat gök
DAVAT : Turkish Risale
Devenin başında olan verem
DAVBAN : Turkish Risale
Güçlü, büyük deve
DAVC : Turkish Risale
(C.: Edvâc) İki şeyin birbirine eğilip ulaşması
DAVDA' : Turkish Risale
Meş'ale. * İnsan sesleri
DAVKAA : Turkish Risale
şişman ve ahmak olan kimse
DAVLUMBAZ : Turkish Risale
Çarkları yandan olan vapurlarda çarkların döndükleri yerleri örtmek için vapurun iki tarafında bulunan iki büyük yarım daire
DAVMERAN : Turkish Risale
Fesleğen denilen iyi kokulu çiçek
DAVR : Turkish Risale
Ziyan etmek, zarara girmek
DAVTA : Turkish Risale
Fakir.* Gövdeli, cesim
DAVUDÎ : Turkish Risale
Hz. Davud'un (A.S.) sesini andıran kalın gür ses
DAVVE : Turkish Risale
Ses, sadâ
DAVVÎ : Turkish Risale
Yurt tutmak
DAVY : Turkish Risale
Arıklık. * Zayıflık
DAVZ : Turkish Risale
Zulmetmek, zulüm yapmak. * Çiğnemek
DAVİTA : Turkish Risale
Havuzun dibinde olan balçık. * Çöküklük. * Suyu çok olduğundan elde durmayan sıvı hamur
DAVİYE : Turkish Risale
Otsuz çöl
DAYE : Turkish Risale
Çocuk hizmetçisi. Çocuğa süt veren. Dadı. Mürebbi
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani