Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Risale

Turkish Risale
DER-KENAR : Turkish Risale

Kenarda bulunan, hâşiye. Bir sahifenin kenarına çıkarılan yazı

DER-KÂR : Turkish Risale

f. Mâlum, âşikâre olan. * İçinde olan. İçte bulunan

DER-NİYAM : Turkish Risale

f. Kınına sokulmuş, kınında, kılıfta

DER-SAADET : Turkish Risale

f. Saadet kapısı. İstanbul'un eski ismi

DER-TESBİH : Turkish Risale

Tesbihde, duâda, zikirde

DERA : Turkish Risale

f. Çan, çıngırak

DERAHİM : Turkish Risale

(Dirhem. C.) Dirhemler. Okkanın dörtyüzde birleri. * Akçeler, paralar

DERAHİS : Turkish Risale

Şiddetler

DERARE : Turkish Risale

Deyyus. Karısının kötü hâllerini görmemezlikten gelen kişi

DERARİ : Turkish Risale

f. (Dürrî. C.) Parlak yıldızlar. * Renkli şeyler

DERAZ : Turkish Risale

f. Uzun, tavil

DERB : Turkish Risale

(Dürb) Bir şeyi âdet edinmek. * Dadanmak, alışmak. * Haslet, cür'et. * Tecrübe etmek. * Denemek

DERBAR-I SAADET-KARAR : Turkish Risale

İstanbul. (Osmanlılar devrinde İstanbul hilâfet merkezi olduğu için saadet kapısı diye tavsif edilirdi.)

DERC : Turkish Risale

İçine almak. Katmak. * Kitaba koymak. * Nakışlı kâğıt üzerine yazılan yazı. * Hattatın yazılmış kâğıt tomarı

DERCAN : Turkish Risale

f. Can içinde

DERCAN ETMEK : Turkish Risale

Can içine almak, hayatını ona vermek

DERD : Turkish Risale

f. Tasa, keder, kaygı. * Hastalık, illet

DERD-AŞİNA : Turkish Risale

f. Dert görmüş, mihnet görmüş kişi

DERD-DEST : Turkish Risale

Elde. Elde etmek, yakalamak, tutmak. Ahz. * Yapılmakta ve rüyet edilmekte olan

DERD-İ DİL : Turkish Risale

Gönül tasası, gönül gamı

DERD-İ MAİŞET : Turkish Risale

Geçinmek derdi ve zorluğu. Maişet derdi

DERD-İ SER : Turkish Risale

Sıkıntı, baş derdi, başağrısı

DERDA : Turkish Risale

f. Yazık! Vah vah!

DERDAB : Turkish Risale

Sadâ, ses

DERDAK : Turkish Risale

(C.: Derâdik) Küçük çocuklar. * Her şeyin küçüğü