Turkish Risale
DIRAR : Turkish Risale
Ziyân yetiştirmek
DIRAZ : Turkish Risale
f. Uzun
DIRAZ-DEST : Turkish Risale
f. El uzatan. El uzunluğu
DIRAZÎ : Turkish Risale
f. Uzunluk
DIREFS : Turkish Risale
İpek. * Katı, sağlam nesne. * Büyük iri yapılı adam. * Büyük deve
DIRGA : Turkish Risale
Sıvı, balçık
DIRGAM : Turkish Risale
(C.: Darâgım) Arslan, esed, gazanfer, şir, leys, haydar
DIRHAMİ : Turkish Risale
Bir dirhem
DIRR : Turkish Risale
Avret üzerine avret almak, evli iken bir daha evlenmek
DIRRE : Turkish Risale
(C.: Direr) Sütün çokluğu. * Sütün akanı. * Turra. * Kırbaç
DIRRİZ : Turkish Risale
Bahil kimse. * Kısa boylu, âdi kadın
DIRS : Turkish Risale
(C.: Derâsa-Edrâs) Kertenkele, fare ve kedi gibi hayvanların eniği
DIRV(E) : Turkish Risale
Av öğrenmiş olan köpek yavrusu. * Dağ ağaçlarından pelit ağacına benzer bir ağaç
DIYA : Turkish Risale
Helak olmak, telef olmak
DIYK : Turkish Risale
(Bak: Dîk)
DIÎN : Turkish Risale
Asıl. * Maden
DOK : Turkish Risale
ing. Gemi tamir veya inşasında kullanılan üstü örtülü havuz. * Ticari eşya için rıhtımlarda yapılan büyük depo
DOKTRİN : Turkish Risale
yun. Hatt-ı hareket. Hareket tarzı. Düstur, tarik. Re'y. * Fls: Bir sistem meydana getiren fikir ve kanaatlerin hepsi. Bir felsefe veya edebiyat okulunun fikirlerinin tümü
DOLAP : Turkish Risale
(C.: Devâlib) Kuyudan su çıkarıp bahçeleri sulamaya mahsus döner makine. * Her çeşit döner çark, çıkrık. * İçine eşya vesaire konulan raflı veya rafsız göz. * Eskiden selâmlık ile harem arasında eşya alıp vermeye mahsus döner dolap ki, veren ile alan birbirlerini görmezlerdi. * İşlerin idaresi. * Mc: Hile, hile ile iş görme
DOLUNAY : Turkish Risale
t. Ayın yuvarlağına karşı gelen yarım küre yüzeyinin tamamıyla aydınlık görünmesi hâli. Ayın 14 veya 15 nci günleri. * Bedir
DOMANİÇ : Turkish Risale
Kambur. Tümsekli, fırlak
DOMİNYON : Turkish Risale
ing. Büyük Britanya İmparatorluğu'nun, anavatanla aynı hakları olan deniz aşırı parçalarından beherine verilen isim
DOST : Turkish Risale
(C.: Dostân) f. Sevilen insan, muhib, yâr. * Erkek veya kadın sevgili, mâşuk, mahbub, mâşuka, mahbube. * Hakiki dost ve âşıkların ve âriflerin âşık oldukları Allah
DOSTAN : Turkish Risale
(Dost. C.) Dostlar
DOSTANE : Turkish Risale
f. Dostça, dostlukla
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani