Turkish Risale
DUNAK : Turkish Risale
Nezle
DUNE : Turkish Risale
Hastalık
DUNEHU HART-ÜL KATAT : Turkish Risale
"Elini dikenli ağaç üzerine çekmek, ondan daha kolay." meâlinde bir tabirdir
DUR Ü DİRAZ : Turkish Risale
Uzun uzadıya
DUR-BAŞ : Turkish Risale
f. "Uzak ol!" anlamına gelen bir emir. * Değnek, sopa, âsa
DUR-BİN : Turkish Risale
f. Uzak gören. Uzağı gösteren âlet
DUR-BİNÎ : Turkish Risale
f. İlerisini görürlük, uzağı görmeklik
DUR-DEST : Turkish Risale
f. Ulaşılması zor şey, erişilmesi güç şey. Uzak, uzun
DUR-ENDİŞ : Turkish Risale
f. Önceden görüp düşünen. Tedbirli. Her şeyin ilerisini evvelden mülâhaza eden. İlerisini düşünen
DUR-NÜMA(Y) : Turkish Risale
f. Uzağı gösteren
DUR-NÜVİS : Turkish Risale
f. Uzağı yazan. Telgraf
DURA-DUR : Turkish Risale
f. Uzaktan uzağa. Uzak uzak. Uzun uzadıya
DURAH : Turkish Risale
Gökte melâike kâbesi olan beyt-il mâmur
DURAT : Turkish Risale
Yellenme
DURBE : Turkish Risale
Âdet, haslet. * Cür'et. * Tecrübe
DURC : Turkish Risale
İçine inci ve altın konulan küçük hokka
DURE : Turkish Risale
Hakir ve şânı küçük olan adam
DURR : Turkish Risale
Zayıflık. Hâli yaramaz olmak
DURRE : Turkish Risale
(C.: Dür-Dürrât-Dürer) İnci
DURU' : Turkish Risale
(Dır. C.) Savaşda giyilen zırhlar, cevşenler, çelik elbiseler
DURUB : Turkish Risale
(Darb. C.) Döğmeler, vurmalar, darblar
DURUB-U EMSAL : Turkish Risale
Meşhur sözler. Darb-ı meseller. Ata sözleri
DURUS : Turkish Risale
Kuyu örülen taş
DURÎ : Turkish Risale
f. Uzaklık
DURİT : Turkish Risale
Kovmak, def etmek
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani