Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Risale

Turkish Risale
DÜMA : Turkish Risale

(Dümye. C.) Suretler. Küçük putçuklar

DÜMA' : Turkish Risale

Hastalık veya ihtiyarlık sebebiyle gözden akan yaş. * Bahar günlerinde üzüm çubuğundan akan su

DÜMAC : Turkish Risale

Çok sağlam nesne. * Gizli örtülü olan şey

DÜMAN : Turkish Risale

Yemişin çürüklü olması. * Ekine su düşüp, kesilmek

DÜMASİR : Turkish Risale

(Demser) İnişi yumuşak olan yer. * Etli, büyük deve

DÜMDAR : Turkish Risale

f. Askerlikte arttaki emniyeti te'minle vazifeli, geriden gelen ve askeri tâkib eden birlik. Ordunun geriden emniyet kuvveti. * Mc: Son zamanlarda gelen büyük evliyâullah

DÜMEL (DÜMMEL) : Turkish Risale

Tıb: Büyük kan çıbanı

DÜMLUK : Turkish Risale

Yassı, yuvarlak taş

DÜMLUS : Turkish Risale

Berrak, yumuşak nesne

DÜMLÜC : Turkish Risale

Doğan kuşu. * Kan alacak yer

DÜMME : Turkish Risale

Arap oyunlarından bir oyun ismi. * Yol, tarik

DÜMU' : Turkish Risale

(Dem'. C.) Gözyaşları

DÜMUK : Turkish Risale

Ansızın duhul etmek, birdenbire girmek

DÜMUR : Turkish Risale

Destursuz olarak eve girmek

DÜMUS : Turkish Risale

Geceleyin çok karanlık olmak

DÜMYE : Turkish Risale

(C.: Dümâ) Oyun. * Ağaçtan yapılmış nakışlı suret. Sanem

DÜNB(E) : Turkish Risale

f. Kuyruk

DÜNBAL(E) : Turkish Risale

f. Kuyruk

DÜNBEK : Turkish Risale

f. Bekçi davulu. * Dümbelek

DÜNBÂLE-CÜNBÂN : Turkish Risale

Kuyruk sallayan

DÜNU' : Turkish Risale

Horluk, hakirlik

DÜNYA : Turkish Risale

(Müz: Ednâ) (Denâet veya dünüvv. den) En yakın, en aşağı. * Şimdiki âlemimiz. (Ahirete veya ölüme en yakın olmasından bu isim verilmiştir.) (Dünyâ, âhiretin tarlasıdır. Bir kitab-ı Samedanîdir. Hem bir mezraadır. Hem birbiri arkasında dâim gelen geçen âyineler mecmuasıdır. Hem seyyar bir ticaretgâhtır. Hem muvakkat bir seyrangâhtır. Hem bir misafirhânedir.)(Ehl-i dalâletin vekili der ki, ehadisinizde dünya tel'in edilmiş. "Cife" ismiyle yâdedilmiş. Hem bütün ehl-i velâyet ve ehl-i hakikat, dünyayı tahkir ediyorlar. "Fenadır, pistir" diyorlar. Halbuki: Sen bütün kemalât-ı İlâhiyyeye medar ve hüccet, onu gösteriyorsun ve âşıkane ondan bahsediyorsun?Elcevap
Dünyanın üç yüzü var: Birinci Yüzü
Cenab-ı Hakk'ın esmâsına bakar. Onların nukuşunu gösterir. Mâna-yı harfiyle, onlara ayinedarlık eder. Dünyanın şu yüzü, hadsiz mektubât-ı Samedaniyyedir. Bu yüzü gayet güzeldir. Nefrete değil, aşka lâyıktır.İkinci yüzü
Âhirete bakar. Âhiretin tarlasıdır. Cennet'in mezraasıdır. Rahmetin mezheresidir. Şu yüzü dahi, evvelki yüzü gibi güzeldir. Tahkire değil, muhabbete lâyıktır.Üçüncü yüzü: İnsanın hevesatına bakan ve gaflet perdesi olan ve ehl-i dünyanın mel'abe-i hevesâtı olan yüzdür. Şu yüz çirkindir. Çünkü: Fânidir; zâildir, elemlidir, aldatır. İşte hadiste varid olan tahkir ve ehl-i hakikatın ettiği nefret bu yüzdedir.Kur'ân-ı Hakim'in kâinattan ve mevcudattan ehemmiyetkârane, istihsankârane bahsi ise; evvelki iki yüze bakar. Sahabelerin ve sair ehlullahın mergub dünyaları, evvelki iki yüzdedir. Şimdi dünyayı tahkir edenler dört sınıftır:Birincisi
Ehl-i mârifettir ki, Cenab-ı Hakk'ın mârifetine ve muhabbet ve ibadetine sed çektiği için tahkir eder.İkincisi
Ehl-i âhirettir ki ya dünyanın zaruri işleri onları amel-i uhreviden men'ettiği için veyahut şuhud derecesinde imân ile Cennetin kemalât ve mehâsinine nisbeten dünyayı çirkin görür. Evet Hazret-i Yusuf Aleyhisselâm'a güzel bir adam nisbet edilse yine çirkin göründüğü gibi; dünyanın ne kadar kıymetdar mehâsini varsa, Cennetin mehâsinine nisbet edilse, hiç hükmündedir.Üçüncüsü
Dünyayı tahkir eder. Çünkü; eline geçmez. Şu tahkir, dünyanın nefretinden gelmiyor; muhabbetinden ileri geliyor.Dördüncüsü
Dünyayı tahkir eder. Zira dünya, eline geçiyor. Fakat durmuyor gidiyor. O da kızıyor. Teselli bulmak için tahkir eder. "Pistir" der. Şu tahkir ise; o da, dünyanın muhabbetinden ileri geliyor. Halbuki, makbul tahkir odur ki; hubb-u âhiretten ve mârifetullah'ın muhabbetinden ileri gelir.Demek makbul tahkir, evvelki iki kısımdır. Cenab-ı Hak, bizi onlardan yapsın. Âmin. S.) (Bak: Alessevri velhut)

DÜNYADÂR : Turkish Risale

f. Dünya işleriyle uğraşan, mal ve mülk sahibi olan. Dünya hayatına fazla meyilli olan

DÜNYALIK : Turkish Risale

t. Zenginlik, para ve mal

DÜNYAPEREST : Turkish Risale

f. Dünyaya tapacak derecede ehemmiyet verip âhiretini düşünmeyen. Maddiyatı çok seven