Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Risale

Turkish Risale
DÜNYEVÎ : Turkish Risale

(Dünyeviye) Bu âleme mensub ve müteallik. Dünyaya âit ve dünya ile alâkalı

DÜNÜVV : Turkish Risale

Ulaşmak, yakın olmak

DÜR : Turkish Risale

(Bak: Dürr)

DÜR-DANE : Turkish Risale

f. İnci tanesi. * Mc: Çok güzel ve sevimli çocuk

DÜRAHİS : Turkish Risale

Katı nesne. * Gövdesi etli olan insan veya hayvan

DÜRAMİH : Turkish Risale

Yürürken sallanan kişi

DÜRB : Turkish Risale

(Bak: Derb)

DÜRBE : Turkish Risale

Âdet. Haslet. * Cür'et ve mümareset. Tecrübe

DÜRBÎN : Turkish Risale

Uzaktan gören, dürbün

DÜRC(E) : Turkish Risale

Kutu, kutucuk, küçük kutu. * Mücevherat kutusu. * Hokka gibi olan ağız, biçimli ağız

DÜRC-İ ZER : Turkish Risale

Altın kutusu

DÜRD(E) : Turkish Risale

f. Tortu, çöküntü, posa, işe yaramayan kısım

DÜRDAKIS : Turkish Risale

Başla boyun arasında olan kemik

DÜRDÎ : Turkish Risale

f. Çöküntü, tortu

DÜRDÜR : Turkish Risale

Dişin kök yeri. * Çocukların dişlerinin çıkıp bittiği yer

DÜRECE : Turkish Risale

Süllem, merdiven. * Bağırtlak kuşu. (Kanatlarının içi siyah ve dışı boz olan bir kuş.)

DÜRER : Turkish Risale

(Dürr. C.) f. Büyük inciler

DÜRER-BÂR : Turkish Risale

İnciler yağdıran. * Mc: Çok kıymetli ve güzel sözler söyleyen

DÜRER-İ SEMAVÎ : Turkish Risale

Aslı vahiy ile gelen, parlak hakikatlı mânalar. Semâvi inciler

DÜRHAMİN : Turkish Risale

Belâ. Zahmet, meşakkat

DÜRNUK : Turkish Risale

(C.: Derânik) Bir cins döşek

DÜRR : Turkish Risale

(Dürdâne, dürre) f. İnci. İnci tanesi

DÜRR-DANE : Turkish Risale

(Bak: Dürdâne)

DÜRR-EFŞAN : Turkish Risale

f. İnci serpen. Söylediği sözler inci olan ağız

DÜRR-İ CÂN : Turkish Risale

f. Canın incisi. Çok sevgili