Turkish Risale
DÜZDÂNE : Turkish Risale
f. Hırsız gibi, hırsıza yakışır şekilde, hırsızca
DÜZDÎ : Turkish Risale
f. Hırsızlık, sirkat
DÜZENBAZ : Turkish Risale
Hile yapan, aldatıcı
DÜZEÇ : Turkish Risale
(Uydurma bir kelimedir.) (Bak: Tesviye âleti)
DÜZLEM : Turkish Risale
(Uydurma bir kelimedir.) (Bak: Müstevi)
DÜZTABAN : Turkish Risale
t. Tıb: Ayak tabanı düz olan kimse. Böyle kişiler çabuk yorulurlar ve hızlı yürüyemezler
DÜZİNE : Turkish Risale
On iki parçadan ibaret takım
DÜŞ : Turkish Risale
f. (Bak: Dûş)
DÜŞAB : Turkish Risale
f. Pekmez
DÜŞENBİH : Turkish Risale
f. Haftanın ikinci günü, pazartesi
DÜŞEŞ : Turkish Risale
f. İki altılık. Tavla zarında iki defa altı gelmesi
DÜŞNAM : Turkish Risale
f. Sövme, sövüp sayma, ta'n
DÜŞVAR : Turkish Risale
f. Müşkil. Güç. Zor
DÜŞVAR-GER : Turkish Risale
f. Dağ
DÜŞVARÎ : Turkish Risale
f. Zorluk, güçlük, suubet
DÜŞİN(E) : Turkish Risale
f. Dün gece
Dİ : Turkish Risale
f. Dün, dünkü gün, bugünden bir evvelki gün
Dİ'DAN : Turkish Risale
Devenin çok yelmesi. * Bir şeyi örtmek
Dİ-ŞEB : Turkish Risale
Dün gece
DİABE : Turkish Risale
Davet
DİAE : Turkish Risale
Şehadet parmağı
DİAM(ET) : Turkish Risale
Binaya vurulan destek, direk, payanda. * İleri gelen, makamca yüksek olan baş başkan, reis, şef
DİBAC : Turkish Risale
(C.: Debâbic) Atlas dedikleri kıymetli ipek bez
DİBACE : Turkish Risale
f. Mukaddeme, başlangıç, önsöz
DİBAGAT : Turkish Risale
Tabaklama. Deriyi kullanılır ve temiz hale koyma işi
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani