Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Risale

Turkish Risale
E'ZAR : Turkish Risale

Özürler. Kusurlar. Bahaneler

EACİM : Turkish Risale

(Acem. C.) Yabancılar, Arap olmayanlar. İranlılar

EADİ : Turkish Risale

(Adüv. C.) Düşmanlar. Hasımlar

EALİ : Turkish Risale

(A'lâ. C.) İtibarı ve şerefi yüksek zâtlar. İyiler. Günahtan sakınan temiz ve sâlih amel sâhibi kimseler

EAMM : Turkish Risale

Pek şumullü, daha umumi ve geniş

EARR : Turkish Risale

Hörgücü küçük deve

EARİB : Turkish Risale

(A'rabî. C.) Çölde yaşayan, göçebe Arablar

EARİZ : Turkish Risale

(Aruz. C.) Aruzlar, şiir vezinlerinden bahseden ses kalıpları. Şiirde beytin birinci mısraının son kısımları

EASİR : Turkish Risale

(İ'sâr. C.) Şiddetli fırtınalar, kasırgalar

EAZZ : Turkish Risale

Galip. * Daha aziz, daha şerefli, en şerefli, azizler

EAZZ-İ AHİBBÂ : Turkish Risale

Dostların en azizi

EB : Turkish Risale

(Ebâ, Ebu, Ebi) Baba, peder. Ced

EB'AD : Turkish Risale

Çok uzak, en uzak, daha uzak

EB'ÂD : Turkish Risale

(Bu'd. C.) Mesafeler, uzaklıklar

EB'ÂD-I BÎNİHAYE : Turkish Risale

Sonsuz uzaklıklar

EB'ÂD-I NÂMAHDUD : Turkish Risale

Hudutsuz uzaklıklar ve mekânlar

EB'ÂD-I SELÂSE : Turkish Risale

Üç uzaklık ki bunlar
En, boy, yükseklik (derinlik)

EB-İ MÜŞFİK : Turkish Risale

Şefkatli baba, merhametli peder

EBAB : Turkish Risale

Bir yere gitmek için hazır olmak

EBABİL : Turkish Risale

Dağ kırlangıcı. Kuş sürüsü. Sürüler, bölükler.(Hz. Resul-ü Ekrem'in (A.S.M.) doğumundan evvel, Hristiyan Habeşliler dinlerini yaymak için San'ada bir mâbed yaparak, Kâbe yerine Arabları bu mâbede çekmeğe çalıştılar. Kâbe-i Muazzama durdukça buna muvaffak olamıyacaklarını anladıkları için Kudsi Kâbe'yi tahribe karar verdiler. Ebrehe kumandasındaki Habeş Hristiyan Ordusu Mekke'ye kadar geldiği sırada Ebâbil kuşlarının gökten taş yağdırmaları üzerine mahvoldular. Habeş ordusunun önünde bir fil yürütüldüğü için bu meşhur irhâsatdan olan tarihi hâdiseye "fil vak'ası" denir.) (B.O.L.) (Çendan velâdet gecesinde değil, fakat velâdete pek yakın olduğu cihetle, o hâdiseler de İrhâsât-ı Ahmediye'dir ki (A.S.M.) Sure-i Elemtera Keyfe'de nass-ı kat'i ile beyan edilen "Vaka-i Fil"dir ki; Kâbe'yi tahrib etmek için, Ebrehe nâmında Habeş Meliki gelip, Fil-i Mahmudi namında cesim bir fili öne sürüp gelmiş. Mekke'ye yakın olduğu vakit fil yürümemiş. Çare bulamamış, dönmüşler. Ebâbil kuşları onları mağlub etmiş ve perişan etmiş; kaçmışlar. Bu kıssa-i acibe, tarih kitablarında tafsilen meşhurdur. İşte şu hâdise, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm'ın delâil-i nübüvvetindendir. Çünki velâdete pek yakın bir zamanda, kıblesi ve mevlidi ve sevgili vatanı olan Kâbe-i Mükerreme, gaybi ve hârika bir surette Ebrehe'nin tahribinden kurtulmuştur. M.) (Bak: Ebrehe)

EBADİD : Turkish Risale

Müteferrik, dağınık

EBAET : Turkish Risale

(C.: Abâ) Kamışlık yer. * Kamış

EBAHH : Turkish Risale

Sesi kısık olan kimse. Avazı tutkun kişi. (Müe: Buhhâ)

EBAHİR : Turkish Risale

Kuş kanadının üçüncü mertebede olan yelekleri

EBALİS : Turkish Risale

(Ebâlise) (İblis. C.) İblisler, şeytanlar