Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Risale

Turkish Risale
ED'AC : Turkish Risale

Gözleri kara renkte ve büyükçe olan. * Pek siyah şey

ED'İYE : Turkish Risale

(Duâ. C.) Duâlar

ED'İYE-İ HAYRİYE : Turkish Risale

Hayırlı dualar

ED'İYE-İ ME'SURE : Turkish Risale

Peygamberimiz (A.S.M.) ile, sahabelerden naklolunan te'sirli ve makbul duâlar

EDA-YI DEYN : Turkish Risale

Borç ödeme

EDA-YI SALÂT : Turkish Risale

Namazı vaktinde kılma

EDA-İ FERÂİZ : Turkish Risale

Allah'ın (C.C.) farz olarak emrettiklerini yerine getirmek. Farz vazifelerini ifa etmek

EDAKK : Turkish Risale

En dakik, pek ince, çok mühim

EDAKK-I UMUR : Turkish Risale

İşlerin en mühimmi

EDALL : Turkish Risale

(Bak: Adall)

EDANİ : Turkish Risale

(Ednâ. C.) Ednâlar, en deniler, en alçaklar. Alçak, pek bayağı ve aşağılık kimseler

EDAT : Turkish Risale

Sebep. Âlet. Avadanlık. * Gr: Kendi başına mâna ifade etmeyip, kelime veya fiillerle birlikte mâna ifade eden kelime veya harf. İsim ile fiilden gayri kelime

EDB : Turkish Risale

Ziyafet verip, halka yemek yedirmek

EDBAR : Turkish Risale

(Dübür ve Dübr. C.) Ard ve arka taraflar. Herhangi bir şeyin sonları ve akibetleri

EDBAR-ÜN NÜCUM : Turkish Risale

Fecirden evvel kılınan iki rek'at nafile namaz

EDBAR-ÜS SÜCUD : Turkish Risale

Akşam namazından sonra kılınan iki rek'at nafile namaz

EDBES : Turkish Risale

Rengi ne kızıl, ne siyah olan hayvan

EDD : Turkish Risale

(C.: Üdüd) Kuvvet. * Yetişmek. * Ric'at etmek

EDDAİ : Turkish Risale

"Mâlum bir duâcı. Duâcınız. Hayrınızı isteyen" meâlinde imza yerine yazılan bir tâbir

EDEB : Turkish Risale

Terbiye. Kavlen, fiilen insanlara lütuf ile muamele etmek. Güzel ahlâk. Usluluk. Hayâ. * Ist: Sünnet-i Resul'e (A.S.M.) uygun hareket etmek. * Utanılacak şeylerden insanı koruyan meleke; kuvve-i râsiha-i nefsiye. * Edebiyat ve ondan bahseden ilim.(Kur'anın edebi ise: Öyle bir hüznü verir ki, âşıkane hüzündür. Yetimâne değildir. Firak-ul ahbabdan gelir. Fakd-ül ahbabdan gelmez. Lemeat)

EDEB-AMUZ : Turkish Risale

Edeb öğreten

EDEB-İ KELÂM : Turkish Risale

Söz güzelliği, söz zarifliği. * Edb: İfade arasında bayağı ve çirkin tabirlerin bulunmaması. İfadenin güzel oluşu

EDEB-İ MUÂŞERET : Turkish Risale

(Bak: Âdâb-ı muaşeret)

EDEBÎ : Turkish Risale

Edebe dâir. Güzel söylenmiş yazı. Edebiyata âit. Ehl-i edebe, terbiyeli, ahlâklı ve edebli olanlara dâir ve edebe mensup ve müteallik

EDEBİYAT : Turkish Risale

Düşünce, duygu veya herhangi bir hakikatı veya herhangi bir fikri yazı veya sözle, manzum veya nesir halinde güzel şekilde ifâde san'atı. Bu san'atla uğraşan ilim kolu. * Edebiyata âit yazıları toplayan kitap.Edebiyatın sözlük anlamından biri de edebe, yani terbiyeye uygun söz söylemektir. Demek ki edebiyatçı edepli olmalı, edepsizce söz ve yazılar edebiyat olamaz.(Edebiyatta vardır üç meydan-ı cevelân; onlar içinde gezer, haricine çıkamaz: Ya aşkla hüsündür, ya hamâset ve şehâmet, ya tasvir-i hakikat. İşte yabani edebse hamâset noktasında hakperestliği etmez.Belki zâlim nev-i beşerin gaddarlıklarını alkışlamakla kuvvet-perestlik hissini telkin eder. Hüsün ve aşk noktasında, aşk-ı hakiki bilmez.Şehvet-engiz bir zevki nefislere de zerkeder. Tasvir-i hakikat maddesinde, kâinata san'at-i İlâhî suretinde bakmaz;Bir sıbga-i Rahmanî suretinde göremez. Belki tabiat noktasında tutar, tasvir ediyor; hem ondan da çıkamaz.Onun için telkini aşk-ı tabiat olur. Maddeperestlik hissi, kalbe de yerleştirir; ondan ucuzca kendini kurtaramaz.Yine ondan gelen, dalâletten neş'et eden ruhun ıztırabatına, o edepsizleşmiş edeb (müsekkin, hem münevvim); hakiki fayda vermez. S.)