Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Risale

Turkish Risale
EKONOMİ : Turkish Risale

yun. İktisad. Tutum. Geliri gideri hesaplıyarak lüzumsuz masrafı bırakıp artırmağa çalışmak. Ölçülü ve idâreli harcamak. İnsanların sınırsız olan ihtiyaçlarıyla bunları sağlamaya yarayacak sınırlı imkân ve vasıtalar arasında mümkün olan azami uygunluğu temin için (sağlamak için) yapılan çalışma ve faaliyetler. Bu faaliyetlere hâkim olan kaideleri inceleyen ilim.İktisadî hâdiseler istihsal (üretim), istihlâk (tüketim), mübadele (değişim) ve tevzi (bölüşüm, dağıtım) olmak üzere dört çeşite ayrılır. İktisat ilmi bu hâdiselerin birbirleriyle olan ilişkileri, müvazeneleri (dengeleşimleri), teşkilâtlanma ve idaresi bakımlarından şekillerini inceletmekte ve hâdiselerin matematikî olarak mümkün modellerini bulmaya çalışmaktadır. Günümüzde iktisat politikaları büyük bir ehemmiyet kazanmıştır. İktisadî politikalar, bugünkü dünyamızda iki ana sisteme ayrılmıştır.
Kapitalizm;
Sosyalizm. Bunlar arasında zikredilen "karma ekonomi" şekli esas itibariyle bunlardan birine dâhil edilmektedir. İslâm iktisat sistemi bunlardan esastan ayrılmaktadır. Bu iki sistem, dünya hayatını esas alan maddeci sistemlerdir.Kapitalist sistem, emeği ferdî sermayeye sosyalist sistem, emeği devlet tahakkümüne bağlar. Kapitalist sistemde sermaye sahipleri, sosyalist sistemde devlet ve toplum adına bir grup hakim olur. Her iki sistem istismar "sömürme" ve tahakküme dayandığı için cemiyet hayatında anarşiyi ve ihtilâlleri doğurmakta, insanlık, barış, huzur ve saadete ulaşamamaktadır.İslâmiyet ise kapitalizmin ferdin istismarını; sosyalizmin kollektif tahakküm ve istismarını ortadan kaldırır. Herkesin kazancı, emeğine göre olur

EKPEK-ÜL KÜPEKA : Turkish Risale

Köpeklerin en köpeği. * Çok âdilik ve alçaklık

EKRA' : Turkish Risale

(Bak: Ker')

EKRAD : Turkish Risale

Kürdler

EKRAM : Turkish Risale

Küçük burunlu. * Küçük boylu

EKRAN : Turkish Risale

Üzerine bir cismin hayalinin aksettirildiği saydam olmayan düz satıh

EKREH : Turkish Risale

Çok iğrenç, en kerih

EKREH-İ MAHLUKAT : Turkish Risale

Mahlukların en kerihi, en iğrenci

EKREM : Turkish Risale

Çok cömert, daha kerim, en kerim.(Arkadaş! Şu Zat-ı Nurâni (A.S.M.) mürşid-i imâni, Resul-i Ekrem (A.S.M.) bak nasıl neşrettiği hakikatın nuriyle, Hakkın ziyasıyla, nev-i beşerin gecesini gündüze, kışını bahara çevirerek, âlemde yaptığı inkılâb ile âlemin şeklini değiştirerek nurâni bir şekle sokmuştur. M.N.)

EKREM-ÜL EKREMÎN : Turkish Risale

Ekremlerin en ekremi. Cenab-ı Hak (C.C.)

EKREMANE : Turkish Risale

Ekremce, ekrem olana yakışacak şekilde. Çok elaçıklığıyle, cömertlikle

EKREMİYYET : Turkish Risale

Ekremlik, ekrem olma hâli

EKSA : Turkish Risale

Üstüste pek çok giyinen (adam.)

EKSANTRİK : Turkish Risale

Lât. Merkezden uzakta kurulmuş. * Mat: İç içe olduğu hâlde merkezleri ayrı olan daireler. * Müstesna, taaccüb edilip şaşılacak, hayret verici

EKSEH : Turkish Risale

Aksak kimse

EKSELANS : Turkish Risale

Fr. Eskiden bakanlar, elçiler ve cumhurbaşkanları için kullanılan bir ünvan

EKSEM : Turkish Risale

Büyük karınlı, şişman adam

EKSER : Turkish Risale

Pek fazla. Daha çok. Kesrette olan. En çok

EKSERİ : Turkish Risale

f. Çoğu zaman, çok defa, ekseriyetle

EKSERİYA : Turkish Risale

(Ekseriyya) Pek çok zaman, en ziyade, sık sık, ekseriyet üzere, alel-ekser

EKSERİYET : Turkish Risale

(Ekseriyyet) En büyük kısım, çokluk.* Bir topluluk ve hey'etin yarısından fazlası. * Bir mecliste üyelerin verdikleri rey'lerin büyük kısmı ve bunların üstünlüğü

EKSERİYET-İ MUTLAKA : Turkish Risale

f. Yarımın bir fazlasıyla elde edilen ekseriyet, mutlak ekseriyet

EKSERİYET-İ SÜLÜSAN : Turkish Risale

Ekseriyet kazanacak tarafın en az mevcudun sülüsânı (üçte ikisi) miktarında olması şartıyla olan ekseriyet

EKSERİYETLE : Turkish Risale

Daha ziydesiyle. Çoklukla

EKSPER : Turkish Risale

Fr. Uzun tecrübe neticesi bir sahada ihtisas kazanan, meleke sahibi olan kimse