Turkish Risale
EKZEF : Turkish Risale
(Kazf. den) Çok iftira eden. Başkası hakkında çok aleyhde yalan söyleyen
EKÂBİR : Turkish Risale
(Ekber. C.) En büyükler. Pek büyükler. Devlet ricali. Rütbece büyük olanlar
EKÂBİR-İ ULEMÂ : Turkish Risale
En büyük âlimler, en büyük İslâm âlimleri. Âlimlerin en ileri derecede olanları
EKİD(E) : Turkish Risale
Sağlam, metin, muhkem. * Sarih, kesin, açık, kat'i, muhakkak. Kuvvetli, te'kidli
EKİDEN : Turkish Risale
Metin, muhkem ve sağlam şekilde. * Açık ve kesin olarak. Sarahaten ve kat'iyyen. * Mükerreren, tekrar olarak
EKİLE : Turkish Risale
Yenmiş, yenilmiş yemek
EKİNOKS : Turkish Risale
Fr. Altı aylık fasılalarla gece ve gündüzün eşit oluşu
EKİR : Turkish Risale
(C.: Ekere) Ekinci
EKŞEF : Turkish Risale
Açık nesne. * Savaşta kalkanı olmayan kimse
EKŞEM : Turkish Risale
Doğuştan kusurlu olan. Burnu, kulağı kesik veya noksan doğan (adam). * Pars denilen vahşi hayvan
EL'AS : Turkish Risale
Gök dudaklı
EL-ACEB : Turkish Risale
Acayip, Şaşılacak şey. Tuhaf şey
EL-AKS-ÜL MÜSTEVÎ : Turkish Risale
Man: Mevzuu mahmul ve mahmulü de mevzu kılmak. "İnsan hayvandır" kaziyesinde her iki kelimenin yerlerini değiştirerek "Bazı hayvan insandır" dediğimiz şeklindeki kaziyenin adıdır
EL-AMAN : Turkish Risale
Meded, aman, imdâd (mânasına olup yardım ve şikâyet edâtı olarak kullanılır)
EL-AN : Turkish Risale
Şimdi. Hâlâ. Hâl-i hazırda
EL-BAB-ÜL EVVEL : Turkish Risale
Birinci kısım. İlk cüz. Birinci kapı
EL-BUĞZU FİLLAH : Turkish Risale
Allah için buğzetmek. Bütün şiddet, adavet ve düşmanlık Cenab-ı Hakk'ın (C.C.) rızası dairesindedir. İhlâsı kıracak, hissî hareketten sakınmaktır.(Cay-ı ibret bir hâdise: Bir vakit İmam-ı Ali (R.A.) bir kâfiri yere atmış. Kılıcını çekip keseceği zaman, o kâfir ona tükürmüş. O kâfiri bırakmış, kesmemiş. O kâfir ona demiş ki:
Neden beni kesmedin? Dedi:- Seni Allah için kesecektim. Fakat bana tükürdün, hiddete geldim, nefsimin hissesi karıştığı için ihlâsım zedelendi, onun için seni kesmedim. O kâfir ona dedi: "Beni çabuk kesmen için seni hiddete getirmekti. Madem dininiz bu derece safi ve hâlistir, o din haktır." dedi. M.)
EL-CÜZ'Î : Turkish Risale
Man: Mânası, mefhumu başkalarına şâmil olmayan, yani tek mâlum ferde âid olan kelime
EL-ESİRRE : Turkish Risale
Taht. Bilinen bir makam sandalyesi. Kürsü
EL-EVVEL : Turkish Risale
İbtidası olmayıp, herşey üzerine sâbık olan
EL-EYS : Turkish Risale
Vücud. Varlık. Büyük cisim. (Bak: Leys, Eys)
EL-FATİHA : Turkish Risale
Kur'ân-ı Kerim'in birinci suresinin adı olup bu sureyi okumaya işâret için söylenir. (Bak: Fâtiha)
EL-HAK : Turkish Risale
Hakkın ta kendisi. Tam doğrusu. Tam gerçekten. * Hakkı, hakkı ile izhar ve beyan eden. * Varlığı hiç değişmeyen, ibadete lâyık ve her hakkın sahibi, Allah (C.C.) Âdil-i Mutlak ve Vacib-i lizâtihi
EL-HAKKU YA'LÛ : Turkish Risale
Hak gâlib ve yüksektir, meâlindedir. Bu mâna, bir Hadis-i Şerife işaret eder
EL-HALİM : Turkish Risale
Suçluların cezalarını derhal vermek iktidarında olduğu halde sonraya bırakan ve yumuşak muamele eden, çok halim. (Allah (C.C.)
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani