Turkish Risale
AŞRA' : Turkish Risale
Muharrem ayının onuncu günü. * On aylık vazife. * On aylık hâmile deve
AŞREFE : Turkish Risale
Bir cins misvak ağacı
AŞTÎ : Turkish Risale
f. Barışıklık, sulh
AŞTÎ-HÛRE : Turkish Risale
f. Barış ziyafeti
AŞTÎ-PERVER : Turkish Risale
f. Barış taraflısı, sulh
AŞTÎ-PERVERANE : Turkish Risale
f. Barış taraftarına yakışacak şekilde
AŞTÎ-SÂZ : Turkish Risale
f. Sulhsever, sulh taraftarı. Barışsever, barışçı
AŞTÎ-SÂZÎ : Turkish Risale
f. Barışseverlik, sulhseverlik
AŞU : Turkish Risale
Kör olmak. Görmemek. * Mc: Görmemezlikten gelmek
AŞUG : Turkish Risale
f. Bilinmiyen, meçhul, yabancı. * Serseri
AŞUM : Turkish Risale
Bir ot cinsi
AŞURE : Turkish Risale
(Aşurâ) Arabi aylardan olan Muharrem ayının onuncu günü. Aynı günde çeşitli hububat ve kuruyemişler katılarak yapılan tatlı
AŞV : Turkish Risale
Kasdetmek
AŞVA' : Turkish Risale
Geceleyin gözü görmeyen kadın veya kız. * Önüne bakmayıp her ne olursa basan deve
AŞVE : Turkish Risale
Akşam karanlığı. * Akşam yemeği
AŞVEZ : Turkish Risale
(C.: Aşâviz) Sağlam yer. * Sağlam ve geçirimsiz yerlerde oluşan göl. * Sağlam, kuvvetli deve. * Çok et
AŞY : Turkish Risale
Akşam yemeği
BE-CÂ : Turkish Risale
f. Yerinde. Yerine. Uygun. Münâsib
BE-DUŞ : Turkish Risale
f. Omuza, omuzda
BE-DİDAR : Turkish Risale
f. Görünür olmak, kendini göstermek. Meşhur. Namdar
BE-GÜN : Turkish Risale
f. (Bak: Bikün tevbe)
BE-HEM : Turkish Risale
f. Hep. Beraber. Toplu. Bir yerde. Hep bir yere. (Bak: Bâhem)
BE-HÜKM : Turkish Risale
Hükmiyle, hükmünce
BE-KAVL : Turkish Risale
f. Sözüne göre, dediğine göre
BE-KEF : Turkish Risale
f. Elde, avuçta olan
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani