Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Risale

Turkish Risale
ELİL : Turkish Risale

İnlemek, enin

ELİM : Turkish Risale

(Elime) Acı veren, acıtan, ağrıtan. Çok şiddetli ağrı veren

ELİPS : Turkish Risale

Fr. Odaklar adı verilen sabit iki noktasından uzaklıkları toplamı sabit olan noktaların gösterdiği kapalı eğridir. Eğri ve kapalı bir geometrik şekildir. Karşılıklı iki tarafından genişlemiş bir çemberi andırır

ELİYY : Turkish Risale

Çok yemin eden adam

ELİZ : Turkish Risale

f. Sıçrama. * Çifte, tekme

EM : Turkish Risale

Soru sorma mânasında atıf edatıdır. İstifham elifi mânasına da gelir. "Yahut, belki, yoksa" kelimeleriyle tercüme edilebilir

EM'AK : Turkish Risale

(Meak. C.) Göz pınarları

EM'AT : Turkish Risale

Gövdesinde kılı olmayan kimse. * Tüyü dökülen kurda "zi'b-i em'at" derler

EM'AZ : Turkish Risale

(C.: Emâız) Sert, sağlam, taşlı yer

EM'Â : Turkish Risale

(Miâ. C.) Bağırsaklar

EM'Â-İ GALİZA : Turkish Risale

Kalın bağırsaklar

EM'Â-İ RAKİKA : Turkish Risale

İnce bağırsaklar

EMACİD : Turkish Risale

(Emced. C.) Emcedler, en şanlılar, en şerefliler, eşrefler, en fazla haysiyet ve onur sahibi olan kimseler

EMAK : Turkish Risale

Uzun, tavil

EMALE : Turkish Risale

(Bak: İmâle)

EMALİC : Turkish Risale

(Ümluc. C.) Fidanlar, yapraklar, uzun yapraklı otlar

EMALİS : Turkish Risale

(İmlis"e". C.) Otsuz ve susuz sahralar, çöller

EMAM : Turkish Risale

Bir şeyin ön tarafı

EMAN : Turkish Risale

Korkusuzluk. * Af ve yardım dileme. Eminlik. (Bak: Aman)

EMAN-HAH : Turkish Risale

f. Eman isteyen, eman diliyen, aman diyen

EMANAT : Turkish Risale

(Emanet. C.) Emanetler

EMANET : Turkish Risale

Eminlik. İstikamet üzere bulunmak. * Birisine koruması için teslim edilen şey. Birisine bir şeyi koruması için teslim edilen şey. Birisine bir şeyi koruması için bırakma. Emniyet edilip inanılan şey. * Başkasının hukuku emniyet edilip, inanılabilen. * Osmanlılar Devrinde bazı devlet dairelerine verilen isim. Şehr emâneti, Rusumat emâneti gibi...(Dinimiz, emaneti ehline bırakmamızı emreder. İdare makamları da birer emanettir. Hz. Ömer (R.A.) halifelik makamına getirilince şöyle demiştir: "Ey insanlar! Ben Allah ve Peygamberimize itaat ettiğim sürece, siz de bana uyun ve itaat edin. Doğru yoldan saparsam, kılıçlarınızla beni doğrultun." Demek ki müslüman hata ve haksızlık karşısında pasif kalamaz.)

EMANETDAR : Turkish Risale

f. Kendisine birşey emanet edilen kimse, emanetçi

EMANETDARÎ : Turkish Risale

f. Emanetçilik

EMANETEN : Turkish Risale

Emanet yoluyla, emanet olarak. * Bir resmî daire tarafından bizzat, ihale şeklinde ve iltizam suretiyle olmayarak