Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Risale

Turkish Risale
ENBİYA : Turkish Risale

(Nebi. C.) Nebiler. Peygamberler (Aleyhimüsselâm.)(Eğer suâl etseniz ki: Bi'set-i enbiya ile beraber şeytanların vücudundan ekser insanlar kâfir oluyor, küfre gidiyor, zarar görüyor. "El hükmü lil-ekser" kaidesince, ekser ondan şer görse, o vakit halk-ı şer, şerdir; hattâ bi'set-i enbiya dahi rahmet değil denilebilir?Elcevab: Kemiyetin, keyfiyete nisbeten ehemmiyeti yok. Asıl ekseriyet, keyfiyete bakar. Meselâ: Yüz hurma çekirdeği bulunsa... toprak altına konup su verilmezse ve muamele-i kimyeviye görmezse ve bir mücahede-i hayatiyeye mazhar olmazsa, yüz para kıymetinde yüz çekirdek olur. Fakat su verildiği ve mücâhede-i hayatiyeye mâruz kaldığı vakit, su-i mizâcından sekseni bozulsa; yirmisi, meyvedar yirmi hurma ağacı olsa, diyebilir misin ki: "Suyu vermek şer oldu, ekserisini bozdu?" Elbette diyemezsin. Çünki o yirmi, yirmi bin hükmüne geçti. Sekseni kaybeden, yirmi bini kazanan, zarar etmez; şer olmaz. Hem meselâ
Tavus kuşunun yüz yumurtası bulunsa, yumurta itibariyle beşyüz kuruş eder. Fakat o yüz yumurta üstünde tavus oturtulsa, sekseni bozulsa; yirmisi, yirmi tavus kuşu olsa, denilebilir mi ki: "Çok zarar oldu, bu muamele şer oldu, bu kuluçkaya kapanmak çirkin oldu, şer oldu?" Hayır öyle değil, belki hayırdır. Çünkü o tavus milleti ve o yumurta taifesi, dörtyüz kuruş fiatında bulunan seksen yumurtayı kaybedip, seksen lira kıymetinde yirmi tavus kuşu kazandı.İşte nev'-i beşer bi'set-i enbiya ile, sırr-ı teklif ile, mücâhede ile, şeytanlarla muharebe ile kazandıkları yüzbinlerle enbiya... ve milyonlarla evliya... ve milyarlarla asfiyâ gibi âlem-i insaniyetin güneşleri, ayları ve yıldızları mukabilinde, kemiyetçe kesretli, keyfiyetçe ehemmiyetsiz hayvanat-ı muzırra nev'inden olan küffarı ve münafıkları kaybetti. M.)

ENBİYA SURESİ : Turkish Risale

Kur'ân-ı Kerim'in
suresi olup Mekke-i Mükerreme'de nazil olmuştur

ENCAD : Turkish Risale

(Necd. C.) Yüksek yerler, yüce mekânlar

ENCAS : Turkish Risale

(Necis. C.) Pisler. Necis şeyler

ENCERE : Turkish Risale

Gemi lengeri

ENCUH : Turkish Risale

(Encug) f. Kıvrım. * Buruşmuş, solmuş meyve

ENCÂM : Turkish Risale

Son, nihayet, netice

ENCÂM-I KÂR : Turkish Risale

İşin neticesi, amelin sonu

ENCÜM : Turkish Risale

(Necm. C.) Yıldızlar. Necmler

ENCÜMEN : Turkish Risale

f. Cemiyet. şura. Meclis. Komisyon

ENCÜMEN-GÂH : Turkish Risale

f. Cemiyet, meclis

ENCÜMEN-İ DÂNİŞ : Turkish Risale

Akademi. İlim encümeni

ENCİN : Turkish Risale

f. Tane tane, ufak ufak, parça parça. * Sıvacı

ENCİR(E) : Turkish Risale

f. İncir meyvesi

END-BEND : Turkish Risale

f. Utanmış, mahcub. * Boğum boğum, kısım kısım, parça parça

ENDA' : Turkish Risale

Yüksek, yüce, âlâ. * (Nedâ. C.) Nedâlar, çiğler, şebnemler

ENDAD : Turkish Risale

(Nidd. C.) Benzerler. Emsâller. * Misiller. şerikler, eşler.(Vahdaniyet ve kudret-i İlâhiye bu kadar âyât-ı fiiliye ve kavliyesiyle zâhir ve bâhir iken, buna karşı insanlardan bazıları vardır ki, Allah'a karşı denkler, nazirler tutarlar ki onları Allah gibi severler. Emirlerine, yasaklarına, arzularına itaat ederler de Allah'a isyan ederler. Şübhe yok ki böyle yapmak gerek Allah'ı inkâr ederek olsun ve gerek olmasın, mâna-yı uluhiyette onları Allaha ortak yapmaktır. Bunların bir kısmı bu şirki açığa vururlar. Firavunlara, nemrutlara yapıldığı gibi onlara açıktan açığa ilâh, mâbud nâmını vermekten çekinmezler, Rabbimiz, tanrımız derler. Ve hatta İlâhlarının tevellüd ve tevâlüdüne kail olarak onlara aynı cinsten, mâbud payesinde oğullar, kızlar tasavvur ve isnad ederler. Diğer bir kısmı da tasrih etmeden aynı muameleyi yaparlar, onları Allah sever gibi severler, veliyy-i nimet tanırlar, onların muhabbetini mebde-i hareket ittihaz ederler. Allah'a yapılacak şeyleri onlara yaparlar. Allah rızasını düşünmeden onların rızalarını kazanmağa çalışırlar. Allah'a isyan olan şeylerde bile onlara itaat ederler.İnsanlar tarafından böyle muhabbet ile mâbud pâyesi verilen endâd o kadar çeşitlidir ki; bir taş, bir mâden parçasından, bir ot, bir ağaçtan tut, tâ, yıldızlara, ruhlara, meleklere kadar çıkar.Filvaki servet, haşmet, kuvvet, câh u ikbâl, güzellik, hüsün gibi herhangi bir ümide sebep sayılan dilberler, kahramanlar, hükümdarlar gibi insanları, Allah gibi seven ve onun uğrunda herşeyi göze alan nice kimseler vardır ki bu nokta-i şirkin putperestlik esasını, beşeriyetin en büyük yarasını teşkil eder.Hasılı, reislerini ve büyüklerini Allah sever gibi sevenler ve onları, Allahın emirlerine muhalif olan emirlerini dinliyerek Allah'a isyan edenler; bunları Allah'a nazir ve emsâl kabul etmiş olurlar ki, bütün putperestlik esası, bu muhabbet tarzındadır. E.T.) (Bak: Put, Sanemperest)

ENDAD Ü EZDAD : Turkish Risale

Benzerler ve zıtlar

ENDAHT : Turkish Risale

(Endâhten. den) f. Atmak. İlka etmek. * Silâh boşaltmak

ENDAHTE : Turkish Risale

f. Terkedilmiş, bir tarafa atılmış. Bırakılmış

ENDAM : Turkish Risale

f. Beden. Vücud. * Vücudun tenasübü. Vücudun görünüşü. * Letafet. İntizam ve üslub

ENDAM-I MEVZUN : Turkish Risale

Düzgün endam, düzgün beden

ENDAMÎ : Turkish Risale

f. Vücuda uygun, bedene münasib, biçimli

ENDAR : Turkish Risale

f. Baştan geçen bir olay, vakıa, sergüzeşt, hikâye, kıssa

ENDAVE : Turkish Risale

f. Sıvacı malası. * Şikâyet