Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Risale

Turkish Risale
ENES : Turkish Risale

Üns mânasına kullanılır ve vahşetin zıddıdır

ENES İBN-İ MALİK : Turkish Risale

Ensardan ve Ashâb-ı Kiram'ın fakihlerindendir. Hicretin ibtidasından itibaren on sene Resul-i Ekrem Efendimizin (A.S.M.) hizmetinde bulunmakla şeref kazanmıştır.Resul-i Ekrem'den (A.S.M.) 2630 Hadis-i Şerif rivâyet etmiştir. 100 yaşına kadar yaşamış, hicri 92 veya 94 senelerinde Basra'da ebedî hayata kavuşmuştur. En son vefat eden sahabe, Hazret-i Enes'tir. (R.A.)

ENF : Turkish Risale

Burun. Koku ve teneffüse mahsus âzâ. * Bir şeyin ucu veya evveli veya en şiddetlisi. * Bir şeyin sivri yeri. * Bir şeyin en şerefli olan yeri

ENFA' : Turkish Risale

Daha nâfi. Daha menfaatli. Pek faydalı

ENFAL : Turkish Risale

Ganimetler. Düşmandan alınan mallar

ENFAL SURESİ : Turkish Risale

Kur'ân-ı Kerim'in
suresidir

ENFAR : Turkish Risale

(Nefir. C.) Cemaatler, topluluklar, cemiyetler. Halk, ahali, kalabalıklar, izdihamlar

ENFAS : Turkish Risale

(Nefes. C.) Nefesler. Soluklar. * Ruhlar. Canlar. * Cevherler. * Duâlar

ENFAS-I HAYRİYYE : Turkish Risale

Hayırlı nefesler

ENFAS-I MA'DUDE : Turkish Risale

Sayılı nefesler. İnsan hayatı. Miktarı muayyen olan ömür dakikaları

ENFES : Turkish Risale

Daha hoş. Çok hoş. Daha iyi. Pek nefis

ENFES-İ ÂSÂR : Turkish Risale

Eserlerin en nefisi, eserler içinde en değerli olanı

ENFEZ : Turkish Risale

En nüfuzlu, daha tesirli

ENFLASYON : Turkish Risale

Fr. Piyasaya gerektiğinden fazla kâğıt para çıkartmaktan dolayı paranın değeri düşüp fiyatların yükselmesi

ENFÎ : Turkish Risale

Burunla ilgili

ENFÜS : Turkish Risale

(Nefs. C.) Nefsler, ruhlar, canlar. Yaşayanlar

ENFÜSÎ : Turkish Risale

Bir kimseye mahsus görüş ve düşünüş. Nefse, kendi hayatına aid, dâhile aid. (Subjektif) (Objektifin zıddı)(İ'lem eyyüh-el-aziz! Afaki mâlumat, yâni; hâriçten, uzaklardan alınan mâlumat, evham ve vesveselerden hâli olamıyor. Amma bizzat vicdâni bir şuura mahal olan enfüsi ve dâhili mâlümat ise evham ve ihtimallerden temizdir. Binaenaleyh merkezden muhite, dâhilden hârice bakmak lâzımdır. M.N.)

ENFİYE : Turkish Risale

Buruna çekilen çürütülmüş tütün tozu

ENGAM : Turkish Risale

f. Vakit, zaman, an. Mevsim. (Aslı: Encam'dır.)

ENGAME : Turkish Risale

f. Topluluk, cemaat, kalabalık, izdiham. Toplanma yeri, meclis. * Muharebe yeri, ceng meydanı. * Oyuncular derneği

ENGAR : Turkish Risale

f. Sanma, zan, tasavvur. şüphelenme. * Tamamlanmayan, eksik kalan iş

ENGARE : Turkish Risale

f. Tamamlanmayan, eksik kalan iş, nakış veya taslak. * Hikâye, efsâne, roman, kıssa. * Başdan geçen bir olayı tekrarlama. * Hesap defteri. * Utanarak geri geri çekilme

ENGAZ : Turkish Risale

f. San'atkârların kullandıkları san'at âletleri

ENGEL : Turkish Risale

t. (Bak: Mâni')

ENGÛR : Turkish Risale

f. Üzüm