Turkish Risale
ERCAN : Turkish Risale
Fars diyarında bir yerin adı
ERCEL : Turkish Risale
Büyük ayaklı kişi. * Ayakları siğilli olan at
ERCEN : Turkish Risale
Dübüründe zahmeti olan deve
ERCMENDÎ : Turkish Risale
f. Haysiyetli, şerefli, itibarlı, muhterem
ERCUZE : Turkish Risale
(Bak: Kaside-i Ercuze)
ERCÜL : Turkish Risale
(Ricl. C.) Ricller, ayaklar
ERCÜMEND : Turkish Risale
f. Muhterem, şerefli. Muazzez
ERCÜVAN : Turkish Risale
Erguvan çiçeği. * Kırmızı kadife. * Kırmızı şey
ERCİL : Turkish Risale
ot.: Ceviz-i hindi. Hindistan cevizi
ERCİYE : Turkish Risale
Arkaya, sonraya bırakılan şey
ERD : Turkish Risale
f. Öfke, kahır, kızgınlık, hiddet. * Un
ERD-ŞİR : Turkish Risale
f. Eski İran hükümdarlarından bazılarının adıdır
ERDA : Turkish Risale
Ağaç kurdu
ERDE : Turkish Risale
Çürük nesne
ERDEB : Turkish Risale
Bir ağırlık ölçüsüdür. Arab ülkelerinde kullanılır. Miktarı, İstanbul kilesiyle dokuz kileyi karşıladığı gibi, kullanıldığı mahalle göre de değişir
ERDEM : Turkish Risale
Usta gemici
ERDEN : Turkish Risale
Bir nevi kumaş
ERDİYE : Turkish Risale
(Rıdâ. C.) Baş örtüleri
EREB : Turkish Risale
Hâcet, ihtiyaç. San'at
EREC : Turkish Risale
Güzel ve hoş koku. Misk ü anber ve ıtır gibi şeylerin güzel kokusu
EREDA : Turkish Risale
(C.: Erad-Erâdât) Ağaç kurdu. Güve
EREK : Turkish Risale
Misvak ağacını çok yediğinden dolayı devenin karnı incinmek
EREN : Turkish Risale
Sevinmek, sürur
ERENDAN : Turkish Risale
f. "Hâşâ" mânasına inkâr ifade eden bir kelimedir
ERENDİZ : Turkish Risale
Müşteri gezegeni. Jüpiter yıldızı
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani