Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Risale

Turkish Risale
ERZİDE : Turkish Risale

f. Pahası kesilmiş, kıymeti kararlaştırılmış, değeri belli edilmiş olan şey

ERZİZ : Turkish Risale

f. Kalay

ERİC : Turkish Risale

Güzel koku. Misk, anber ve ıtır gibi hoş ve lâtif olan şeylerin kokusu

ERİD : Turkish Risale

Besili, semiz

ERİH : Turkish Risale

Râyiha-i tayyibe. Temiz ve güzel koku

ERİKE : Turkish Risale

Taht. Padişahın tahtı. * Oturulacak yer. Koltuk

ERİKE-NİŞİN : Turkish Risale

f. Tahtta oturan

ERİKE-PİRÂ : Turkish Risale

f. Tahtı süsleyen, pâdişah

ERİKE-ÂRÂ : Turkish Risale

f. Tahtı güzelleştiren, süsleyen (Padişah.)

ERİS : Turkish Risale

f. Zeki, akıllı, uyanık, zeyrek, uslu

ERİS(Î) : Turkish Risale

Çiftçi, çift süren, ekinci

ERİŞ : Turkish Risale

Sakatlanan bir uzuv için yaralayandan alınan şer'i diyet. * Satıldıktan sonra kusuru ve noksanları belli olan malın, kıymetinden bunun için indirilen miktar

ERŞ : Turkish Risale

Fesat, niza, ihtilaf, rüşvet. * Fışkırmak. * Tırmalamak. * Fık: Yaralanan veya kesilen bir uzuvdan dolayı verilmesi lâzım gelen diyet

ERŞAH : Turkish Risale

Cin fikirli adam

ERŞED : Turkish Risale

Her hali daha iyi olan. * Doğru yola diğerlerinden daha yakın olan

ERŞEM : Turkish Risale

Yemeğin kokusundan iştahı gelep karnı acıkan (adam). * Vücuduna iğne batırıp çivit ile şekil veya resim yapan adam

ES : Turkish Risale

Koyuna iys iys demek

ES'AB : Turkish Risale

(Sa'b. dan) Pek zor, çok zor

ES'AB-I UMUR : Turkish Risale

İşlerin en zor olanı

ES'ABÎ : Turkish Risale

Gayet güzel ve beyaz göz

ES'AD : Turkish Risale

Daha mes'ud, en bahtiyar. Daha said olan. En mes'ud

ES'AL : Turkish Risale

Dişinin yanında zâid bir diş daha biten kimse

ES'AR : Turkish Risale

(Sı'r. C.) Narhlar. Satılan şeylerin bilinen ve değişmeyen fiatları

ES'ELÜKE : Turkish Risale

Senden isterim (meâlinde)

ES'İLE : Turkish Risale

(Sual. C.) Sualler. Bir şey istemeler. Sorular