Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Risale

Turkish Risale
ESBAB-I SÜBUTİYE : Turkish Risale

İsbata yarıyan sebepler. Sübut delilleri

ESBAB-I TABÎİYE : Turkish Risale

Tabiattaki sebepler. (Bak: Delil-i İnâyet)

ESBABPEREST : Turkish Risale

Allah'ı unutarak sebeblere haddinden ziyade değer veren. Her şeyi bir sebebe bağlayıp, Allah'ın fâil ve her şeyin hâkimi olduğunu inkâr eden veya ona kıymet vermek istemeyen.(Arkadaş! Esbab ve vesaiti, insan, kucağına alıp yapışırsa, zillet ve hakarete sebep olur. Meselâ kelb, bütün hayvanlar içerisinde birkaç sıfat-ı hasene ile muttasıftır ve o sıfatlar ile iştihar etmiştir. Hatta sadâkat ve vefâdarlığı darb-ı mesel olmuştur. Bu güzel ahlâkına binâen, insanlar arasında kendisine, mübarek bir hayvan nazarıyla bakılmağa lâyık iken, maalesef insanlar arasında mübarekiyet değil necis-ül-ayn addedilmiştir.Tavuk, inek, kedi gibi sair hayvanlarda, insanların onlara yaptıkları ihsanlara karşı şükran hissi olmadığı halde, insanlarca aziz ve mübarek addedilmektedirler. Bunun esbabı ise, kelpte hırs marazı fazla olduğundan esbab-ı zâhiriyeye öyle bir derece ihtimam ile yapışır ki; Mün'im-i Hakiki'den bütün bütün gafletine sebep olur. Binaenaleyh, vasıtayı müessir bilerek Müessir-i Hakiki'den yaptığı gaflete ceza olarak necis hükmünü almıştır ki tâhir olsun. Çünki hükümler, hadler, günahları afveder; ve beyn-en-nas tahkir darbesini, gaflete keffâret olarak yemiştir.Öteki hayvanlar ise vesaiti bilmiyorlar ve esbaba o kadar kıymet vermiyorlar. Meselâ, kedi seni sever, tazarru' eder (senden ihsanı alıncaya kadar). İhsanı aldıktan sonra öyle bir tavır alır ki; sanki aranızda muârefe yokmuş ve kendilerinde, sana karşı şükran hissi de yoktur. Ancak Mün'im-i Hakiki'ye şükran hisleri vardır. Çünki, fıtratları Sânii bilir ve lisan-ı halleriyle ibadetini yaparlar. Şuur olsun olmasın...Evet kedinin "mır! mır! ları "Yâ Rahim! Yâ Rahim! Yâ Rahim!" dir. M.N.)

ESBAK : Turkish Risale

Geçenki, geçen, evvelki, önceki. Daha önce geçmiş olan. Evvel gelen

ESBAN : Turkish Risale

Kadınların başlarını örttükleri güzel ve ince bir örtü. * Kadınların, yüzlerini örtükleri peçe, tül

ESBAT : Turkish Risale

(Sıbt. C.) Torunlar. Çocuğunun çocukları. Oğlunun oğulları. * Beni İsrâil kabileleri

ESBEL : Turkish Risale

Bıyıkları uzun olan adam

ESBRAN : Turkish Risale

f. At süren, süvâri, at koşturan

ESBRİZ : Turkish Risale

(Esb-riz) f. At koşusu. * Savaş meydanı

ESBSÜVAR : Turkish Risale

(Esb-süvâr) f. Ata binmiş

ESBTAZ : Turkish Risale

f. At koşturucu, at koşturan. * At koşturacak meydan, saha. * Her şemsî ayın onsekizinci günü

ESBİL : Turkish Risale

f. At hırsızı, at çalan

ESCA' : Turkish Risale

(Sec'. C.) Edb: Nesirde fıkra sonlarının kafiye tarzında olan uygunlukları, vezinli nesirler

ESCAL : Turkish Risale

(Secel. C.) İçi su dolu kovalar

ESCER : Turkish Risale

Kırmızı gözlü kimse. * Su biriken yer

ESDAF : Turkish Risale

Sadefler, inci kabukları. * Midye ve isridye gibi deniz mahluklarının şeffaf, parlak kabukları

ESDAK : Turkish Risale

(Sıdk. dan) Çok sadık, doğru ve emniyetli kimse

ESDİKA : Turkish Risale

Sâdıklar, sâdık olanlar

ESED : Turkish Risale

Arslan, şir

ESEDD : Turkish Risale

Sağlam, kavi, muhkem

ESEDULLAH : Turkish Risale

Allah'ın arslanı. * Hz. Ali'nin (R.A.) bir nâmı, lâkabı

ESEDÎ : Turkish Risale

Arslana aid. * Üzerinde arslan resmi bulunan mâdeni para

ESEF : Turkish Risale

Hüzün, gam, nedamet, pişmanlık. Daralmak. Elden çıkan bir şey için hâsıl olan üzüntü

ESEF-HAN : Turkish Risale

f. Acıyan, merhamet eden, şefkat eden, esef eden

ESEF-NAK : Turkish Risale

f. Hüzünlü, acıklı, esefli