Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Risale

Turkish Risale
FAKİRHÂNE : Turkish Risale

Mütevazilikle söz söyleyen kişinin evi

FAKİRÂNE : Turkish Risale

f. Fakir bir kimseye yakışacak surette. Fakircesine

FAL : Turkish Risale

Uğur. Baht. Tali'. (Bak: Tefe'ül)

FAL-İ HAYR : Turkish Risale

İyi alâmet ve işaret. Uğur

FALAK : Turkish Risale

Tomruk. * Falaka. * Sabah aydınlığı

FALAKA : Turkish Risale

İki ucunda bir ipin iki uçları bağlı, bir sırıktan ibaret olan ceza âleti

FALS : Turkish Risale

Halâs etmek, kurtarmak

FALT (FELÂT) : Turkish Risale

Ansızlık

FALÎ : Turkish Risale

Falcı kimse

FALÎZ : Turkish Risale

(C: Fevâliz) Bostan

FALİC : Turkish Risale

f. Muzaffer, galib. Muvaffak

FALİH : Turkish Risale

İsteğine kavuşan. Kurtulan. Felâh bulan. * Toprak süren. Çiftçi

FAMİLYA : Turkish Risale

Fr. Aile. Soy. Zevce. Kadın. Eş. * Aynı cinsten olan nebat grubu. Aynı soydan veya cinsten olan. Aralarında benzerlik bulunan grup

FAMİYY : Turkish Risale

Yemiş satıcı, meyve satan kimse

FANATİK : Turkish Risale

Fr. Bir dinin veya mezhebin çok aşırı taraftarı olan

FANTAZİYE : Turkish Risale

yun. Yalandan gösteriş, boş debdebe. Zâhirî süs ve zinet. Lüzumlu ihtiyaçtan olmayan ve zevk için kullanılan pahalı eşya.(Sefahet ve dalâlette bozulmuş ve İsevi dininden uzaklaşmış Avrupa! Deccal gibi birtek gözü taşıyan kör dehan ile ruh-u beşere Cehennemî hâleti hediye ettin! Sonra anladın ki, bu öyle ilâçsız bir illettir ki, insanı âlâ-yı illiyyînden, esfel-i sâfilîne atar. Hayvanatın en bedbaht derecesine indirir. Bu illete karşı bulduğun ilâç, muvakkaten ibtal-i his hizmeti gören cazibedar oyuncakların ve uyutucu hevesat ve fantaziyelerindir. Senin bu ilâcın, senin başını yesin ve yiyecek!......Bedbahttır o kadın ki; zevcinin fıskına bakar, onu başka bir surette taklid eder. Veyl o zevc ve zevceye ki; birbirini ateşe atmakta yardım eder. Yâni; medeniyet fantaziyelerine birbirini teşvik eder. L.)

FANTEZİ : Turkish Risale

yun. Çeşitli ve süslü. Müsrifane süs isteğinden doğan hayal hareketi ile yapılmış süslü eşya veya süslenmek. Ağırbaşlı olmayan

FANUS : Turkish Risale

yun. Fener. Sâbit ve süslü fener. * Kim: Bazı şeylerin üstüne kapatmak için camdan yapılmış kapak

FANİ : Turkish Risale

Muvakkat, kaybolan, gelip geçici, devamlı olmayan, misâfir. (İnsan hangi bir şeye teveccüh ederse, onunla bağlanır ve onda fâni olur. İ.İ.)(Ey insanlar! Fâni, kısa, fâidesiz ömrünüzü; bâki, uzun, fâideli, meyvedâr yapmak ister misiniz? Madem istemek, insaniyetin iktizasıdır. Bâki-i Hakiki'nin yoluna sarfediniz. Çünkü: Bâkiye müteveccih olan şey, bekanın cilvesine mazhar olur. Madem, her insan gayet şiddetli bir surette uzun bir ömür ister, bekaya âşıktır ve mâdem bu fâni ömrü baki ömre tebdil eden bir çare var ve mânen çok uzun bir ömür hükmüne geçirmek mümkündür. Elbette insaniyeti sukut etmemiş bir insan o çareyi arayacak ve o imkânı bilfiile çevirmeğe çalışacak ve tevfik-i hareket edecek. İşte o çâre budur: "Allah için işleyiniz. Allah için görüşünüz. Allah için çalışınız. Lillâh, Livechillâh Lieclillâh rızâsı dâiresinde hareket ediniz. O vakit sizin ömrünüzün dakikaları seneler hükmüne geçer. L.)

FANİD : Turkish Risale

Bayat şeker

FANİYYET : Turkish Risale

Fânilik, ölümlülük

FAR : Turkish Risale

Fr. Otomobil, kamyon gibi nakil vasıtalarının önündeki kuvvetli lâmbalar

FAR' : Turkish Risale

Budak ve ağaç başı. * Her şeyin alâsı. İyisi. * Her kavmin şereflisi

FARABÎ : Turkish Risale

(Mi:
950) Aristo felsefesinin İslâm âleminde yayılmasına yol açmış bir filozoftur. Aristo'dan sonra gelen mânasına, kendisine Muallim-i Sâni nâmı verilmiştir. Eserlerinin İbn-i Sina üzerinde büyük te'siri vardır. "Kanun" denilen bir çalgı âletinin mucididir. Asıl adı Ebu Nâsır Muhammed'dir

FARAKLİT : Turkish Risale

İncilde mezkur olan Hz. Muhammed'in (A.S.M.) ismidir. El-Faraklit, El-Baraklit de hamdeden, hak ile bâtılı birbirinden ayıran, fâruk, hakperest mânalarına gelir