Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Risale

Turkish Risale
FASD : Turkish Risale

Kan alma, hacamet. * Damar kesmek

FASDA' : Turkish Risale

"Fe" takip edatından sonra fiilinin emr-i hâzırı

FASETE : Turkish Risale

Fr. Tıraş olunmuş elmasın yüzlerinden her biri

FASL : Turkish Risale

(Fasıl) İki şey arasındaki ek yeri. Mafsal. * Hak söz. Hak ile bâtılın arasını fark ve temyiz ile olan hüküm ve kaza. (Buna "Faysal" da denir) Halletmek. Ayrılma. Çözme. * Bölüm. * Mevsim. * Aynı makamda çalınan şarkı. * Çocuğu memeden kesmek. * Birini zemmetmek. Gıybet

FASL-I BAHAR : Turkish Risale

İlkbahar

FASL-I GÜL : Turkish Risale

Gül mevsimi, ilkbahar

FASL-I HARİF : Turkish Risale

Güz mevsimi

FASL-I HAZÂN : Turkish Risale

Sonbahar, güz

FASL-I HİTÂB : Turkish Risale

İki söz arasını ayıran kelime veya isimlerden biri. Önsözden sonra asıl maksada giriş. * Fık: Şahitlerin gösterdiği delil veya yeminlerinden sonra hâkimin hükmetmesi. * Hakkı bâtıldan ayırarak, nizaı ayırt edip kesmek ve halletmek. Herşeyi kemal-i vüzuh ile fasledip hakikatını göstermek

FASL-I ZAMANIN SAHİFE-İ SELÂSE : Turkish Risale

Geçmiş, şimdiki ve gelecek zaman. * Asr-ı saadetten evvelki devir, Asr-ı saadet ve ondan sonraki zamanlar

FASL-I ZAMANIN SAHİFE-İ SELÂSESİ : Turkish Risale

Geçmiş, şimdiki ve gelecek zaman. * Asr-ı saadetten evvelki devir, Asr-ı saadet ve ondan sonraki zamanlar

FASL-I ŞİTÂ : Turkish Risale

Kış mevsimi

FASM : Turkish Risale

Bir şeyi tam kesmeyip ilişik bırakmak

FASS : Turkish Risale

Yüzük taşı. * Kemiğin oynak yeri. * Meyve içi. Lüb. * Kitabın bend ve mebhası. * Mektup ve emsâlinin mühürünü açmak. * Mc: Gözbebeği

FASSAD : Turkish Risale

(Fasd. dan) Kan alıcı, kan alan. * Cerrah

FASSAL : Turkish Risale

Dedikoducu. Herkesin kusurunu sayıp döken. * İnsanları medh ü sena eden kimse

FASSAS : Turkish Risale

Yüzük taşı yapan kimse

FASUR : Turkish Risale

Gümüş tabak

FASYE : Turkish Risale

Darlıktan ve belâdan kurtulmak

FASÎH : Turkish Risale

Fasahat sâhibi. Hatasız olarak söyleyen. Açık ve güzel konuşan

FASÎHANE : Turkish Risale

f. Fasahatli, fasih olana yakışır tarzda. Açıklıkla

FASÎL : Turkish Risale

(C: Fisâl-Fuslân) * Hâkim. * Kale duvarından kısa duvar. * Deve yavrusu

FASÎLE : Turkish Risale

(C.: Fesâil) Anababa, ebeveyn, âile. * Familya, bir cinsten olan bitkilerin hepsi

FASÎS : Turkish Risale

Seyelan etmek, akmak

FASİKA : Turkish Risale

Fâre