Turkish Risale
FELEKMEŞREB : Turkish Risale
Mc: Sözünde durmaz, verdiği sözü tutmaz. * Kimine yâr olur, kimine olmaz
FELEKSEYR : Turkish Risale
f. Hareketleri ve gidişi süratli olan
FELEKZEDE : Turkish Risale
f. Feleğin kahrına uğramış, tâlihsiz
FELEKÎ : Turkish Risale
(Felekiyye) Feleğe mensub. Felekle ilgili. * Astronomik
FELEKİYYAT : Turkish Risale
Göklerin ilmi. (Kozmoğrafya, Astronomi)
FELEKİYYUN : Turkish Risale
Gök ilmi ile uğraşanlar. (Astronomlar, Kozmoğrafyacılar)
FELENCE : Turkish Risale
Hoş kokulu sarı renkli bir tohumdur. Yemen'den gelir. * Besbâse yaprağı
FELETAT : Turkish Risale
Lisanın döküntüleri, iradesiz ağızdan çıkan söz veya kelime. * Ansızlık. * Her ayın son geceleri. (Bak: Hey'atin feletâtı)
FELEVAT : Turkish Risale
(Felât. C.) Susuz çöller, sahralar
FELFAK : Turkish Risale
Ağaç dibinden çıkan budağın yaprağı
FELFEL : Turkish Risale
İri gövdeli, semiz adam
FELFELE : Turkish Risale
Yemeğe biber katmak
FELH : Turkish Risale
(C: Füluh) Yarmak, şakk. * Kesmek
FELHA : Turkish Risale
(C: Eflâh-Felhâ) Alt dudakta yarık olması
FELHEM : Turkish Risale
Çulha mekiği
FELK : Turkish Risale
Yarmak, şakk
FELKAM : Turkish Risale
Geniş, vâsi'
FELKE : Turkish Risale
Ayın dolunay şekli
FELL : Turkish Risale
(C: Fülül
Eflâl) Gedik, rahne. * Yaralamak. * Cenkte askeri bozmak. Harbdeki askerin bozulması. * Kılınç yüzündeki açılan gedik. * Susuz kır yer. * Güruh, cemaat. * Muvakkat delilik
FELLAH : Turkish Risale
Ekinci, çiftçi, ziraatle uğraşan arab. * Zenci, siyah arab
FELLAZ : Turkish Risale
Bostancı
FELLUCE : Turkish Risale
(C: Felâlic) Ziraate müsait yer
FELS : Turkish Risale
(Füls) (C: Fülüs) Pul, Bakır para. * Balık pulu
FELSEFE : Turkish Risale
Yunanca (Philosophos)dan Arapçalaşmış. Feylesofların mesleği. * İlm-i hikmet. * Maddeyi, hayatı ve bunların çeşitli tezâhürlerini, sebeblerini, ilk unsurları ve gaye cihetinden inceleyen fikri çalışma ve bu çalışmaların neticelerini toplayan ilim. * Herkesin hususi fikri. Mantık. * Bir ilmin prensipleri. * Marifet ve hikmet sevgisi. * Meşhur bir feylesofa göre olan hususi prensipler, nazariyeler. * Tabiat, huy ve mizaç sakinliği; rahatlık. (Bak: Hikmet, Nokta-i nazar)(Hikmet-i felsefe ile hikmet-i Kur'aniyenin hayat-ı içtimaiye-i beşeriyeye verdiği terbiyeler: Amma hikmet-i felsefe ise hayat-ı içtimaiyede nokta-i istinadı, "kuvvet" kabul eder. Hedefi, "menfaat" bilir. Düstur-u hayatı, cidal tanır. Cemaatlerin râbıtasını "Unsuriyet, menfi milliyeti" tutar, Semerâtı ise, "Hevesât-ı nefsaniyeyi tatmin ve hâcât-ı beşeriyeyi tezyid"dir. Halbuki: Kuvvetin şe'ni, "Tecavüz" dür. Menfaatın şe'ni, her arzuya kâfi gelmediğinden üstünde "Boğuşmaktır." Düstur-u cidâlin şe'ni, "Çarpışmaktır." Unsuriyetin şe'ni, başkasını yutmakla beslenmek olduğundan; "Tecavüz"dür. İşte bu hikmettendir ki; beşerin saadeti selb olmuştur.Amma hikmet-i Kur'aniye ise, nokta-i istinadı, kuvvete bedel "hakk"ı kabul eder. Gayede menfaate bedel, "fazilet ve rızâ-yı İlâhî"yi kabul eder. Hayatta düstur-u cidal yerine, "düstur-u teavün" ü esas tutar. Cemaatlerin rabıtalarında: unsuriyet, milliyet yerine "râbıta-i dinî ve sınıfî ve vatanî" kabul eder. Gayâtı, hevesât-ı nefsaniyenin tecavüzâtına sed çekip, ruhu maaliyâta teşvik ve hissiyât-ı ulviyesini tatmin eder ve insanı kemâlât-ı insaniyeye sevkedip insan eder... Hakkın şe'ni, "ittifak"tır. Faziletin şe'ni, "tesanüt"tür. Düstur-u teavünün şe'ni, "birbirinin imdadına yetişmek"tir. Dinin şe'ni, "uhuvvet" tir, "incizab" dır. Nefsi gemlemekle bağlamak, ruhu kemâlâta kamçılamakla serbest bırakmanın şe'ni, "saadet-i dâreyn" dir... S.)(Dinsiz felsefe, hakikatsız bir safsatadır ve kâinata bir tahkirdir. S.)
FELSEFE-İ BEYAN : Turkish Risale
Beyan İlmindeki kaidelerin vaz'ediliş sebeb ve gayelerinin açıklanması
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani