Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Risale

Turkish Risale
FERASET : Turkish Risale

(Bak: Firâset) Anlayışlılık, çabuk seziş. (Aslı firâsettir)

FERATIK : Turkish Risale

Şiradan ve pekmezden yapılan pestil

FERAVVUC : Turkish Risale

Küçük oğlan gömleği

FERAİNE : Turkish Risale

(Fir'avn. C.) Fir'avunlar. Mütekebbirler. İmansızlar

FERAŞE : Turkish Risale

Pervane denilen kelebek. * Kilit damağı. * Su gittikten sonra yer üstünde kalıp kuruyan balçık. * Az su. * Hafif kimse

FERAŞET : Turkish Risale

Süpürücülük ve döşeyicilik. Kâbe-i Şerifeyi süpürenin hizmeti

FERBAL(E) : Turkish Risale

f. Çardak. Etrafı pencerelerle kaplı yazlık köşk

FERBİH : Turkish Risale

f. Etli, besili, semiz

FERBİHÎ : Turkish Risale

f. Semizlik, topluluk, etlilik

FERC : Turkish Risale

f. Kadir, kıymet, mertebe

FERCAM : Turkish Risale

f. Son, uç

FERCAM-GÂH : Turkish Risale

f. Son mekân, âkibet yeri. * Mc: Kabir, mezar

FERCAR : Turkish Risale

Pergel

FERCE : Turkish Risale

Gamdan ve tasadan kurtulmak. * Kurtuluş. * Şiddetten kurtulmak. * Yarık, şak. * Girecek yer, medhal. * Açıklık, ferahlık

FERD : Turkish Risale

Tek, bir, yekta. Eşi, benzeri olmayan. Bîhemta olan.(Kâinatın âlemleri, envâları ve unsurları öyle birbiri içine girift olarak girmiştir ki, kâinatın hey'et-i mecmuasına mâlik olmayan bir sebeb hiçbir nev'ine, hiçbir unsuruna hakiki tasarruf edemez. Adeta İsm-i Ferd'in cilve-i vahdeti, bütün kâinatı bir vahdet içine almış; herşey o vahdeti ilân ediyor. Meselâ: Bu kâinatın lâmbası olan Güneşin bir olması, umum kâinat, birinin olmasına işaret ettiği gibi; zihayatların çevik ve çalak hizmetçileri olan hava unsuru bir olması.. ve aşçıları olan ateş bir olması.. ve zemin bahçesini sulayan bulut süngeri bir olması.. ve umum zihayatın imdadına yetişen yağmur bir olması ve her yere yetişmesi.. ve ekser hayvanat ve nebatat taifelerinin herbiri umum zemin yüzünde serbest yayılmaları, vahdet-i nev'iyeleri ve meskenleri bir bulunması; gayet kat'i bir surette işaretler, şehadetlerdir ki; meskenleri ile beraber umum o mevcudat, bir tek Zatın malı olduğuna delâlet ederler. İşte buna kıyasen, bütün kâinatın böyle birbirine girift olan envâları mecmu kâinatı öyle bir küll hükmüne getirmiştir ki, icad cihetiyle tecezzi kabul etmez. Umum kâinata hükmü geçmiyen bir sebeb, Rububiyet cihetiyle ve icad keyfiyetiyle hiçbir şeye hükmedemez ve bir tek zerreye Rububiyetini dinlettiremez. L.)

FERD-A-FERD : Turkish Risale

f. Tek tek, ferd ferd

FERD-ÜL FERD : Turkish Risale

İkiye bölünemiyen sayı

FERD-İ FERÎD : Turkish Risale

Benzeri daha hiç gelmemiş. * Hz. Muhammed (A.S.M.) * Asrın en yüksek ve en değerli Zâtı. Asırda bir gelen büyük veli

FERD-İ ÂFERÎDE : Turkish Risale

Hiç kimse

FERDA : Turkish Risale

f. Yarın. Bugünden sonraki gün. * Arabçada: Bir olarak. Tek olarak

FERDANİYET : Turkish Risale

Yalnızlık, teklik. Ferdlik. Yektâlık

FERDEN-FERDA : Turkish Risale

Tek tek, fert fert

FERDÂ-YI KIYÂMET : Turkish Risale

Kıyâmetten sonra

FERDÎ : Turkish Risale

(Ferdiye) Tek şey, bir tek. * Fertle ilgisi olan

FERDİYET : Turkish Risale

Cenâb-ı Hakk'ın birliği. Vahdetle bütün kâinata birden tasarruf eden Allah'ın (C.C.) sıfatı. (Bak: Tevhid.)Ferdiyet mânası insanlara isnad edilirse: Sadece bir olup, benzeri dünyada bulunmayan kimsenin sıfatı olur. Sadece Kur'andan ders alarak irşadda bulunabilen büyük velilik. Hiçbir şahsı merci yapmadan doğrudan doğruya Kur'andan ders alan ve ders veren büyük zâtın makamıdır