Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Risale

Turkish Risale
FES'E : Turkish Risale

Sâkin olmak, sâkin etmek

FESA : Turkish Risale

Eskimek. * Vurmak

FESAD : Turkish Risale

Bozuk ve fenalık. Karışıklık. Haddi tecavüz edip zulmetmek. (Zıddı: Salâh'tır.)( $ Evet fıskla bozulan bir adam, bataklığa düşüp çıkamayan bir şahıs gibi çokların da o bataklığa düşmelerini istiyor ki, maruz kaldığı o dehşetli hâlet, bir parça hafif olsun. Çünkü musibet umumi olursa, hafif olur. Ve keza, bir şahsın kalbinde bir ihtilal, bir fenalık hissi uyanırsa; yüksek hissiyatı, kemalâtı sukut etmeye başlar; kalbinde tahribata, fenalığa bir meyil, bir zevk peyda olur. Yavaş yavaş o meyil kalbinde büyür; sonra o şahıs; bütün lezzetini, zevkini tahribatta, fenalıkta bulur. İşte o vakit, o şahıs, tam mânasiyle arzda yırtıcı bir hayvan, ihtilali çıkarıp büyüten bir belâ, fesadı durmayıp karıştıran bir âfet kesilir. İ.İ.)

FESAD-AMİZ : Turkish Risale

f. Oyunbozanlık eden, fesat karıştıran

FESAD-ENGİZ : Turkish Risale

Fesad koparan. Fesad çıkaran. Karışıklık çıkaran

FESAD-I AHLÂK : Turkish Risale

Ahlâk bozukluğu

FESAD-I DİMAĞ : Turkish Risale

Akıl bozukluğu, delilik

FESAD-I Mİ'DE : Turkish Risale

Mide fesadı, mide bozukluğu

FESAD-I TE'LİF : Turkish Risale

Edb: Bir cümlede yapılan tertibin mâna çıkmayacak derecede bozuk ve karışık oluşu

FESADAT : Turkish Risale

(Fesad. C.) Bozukluklar. Kötülükler. Karışıklıklar

FESAFİS : Turkish Risale

Kesmez kılıç

FESAHAT : Turkish Risale

(Bak: Fasahat)

FESAKÎ : Turkish Risale

(Fıskıyye. C.) Fıskiyeler. * Çocukların oynadıkları su püskürten oyuncaklar

FESALE : Turkish Risale

(Füsule) Alçak ve asılsız olmak

FESANE : Turkish Risale

f. Asılsız hikâye. Masal. (Bak: Efsane)

FESAR : Turkish Risale

f. Yular

FESC : Turkish Risale

Her nesnenin boşu

FESDA' : Turkish Risale

(Bak: Sada')

FESEKA : Turkish Risale

(Fâsık. C.) Fâsıklar. (Bak: Fâsık)

FESH : Turkish Risale

Bozmak. Hükümsüz bırakmak. Kaldırmak. * Zayıf olmak. * Bilmemek. Cehil. * Re'y ve tedbiri ifsad eylemek. * Zaif-ül akıl. Zaif-ül beden. * Tembellik yüzünden gayesine erişemeyen. * Unutmak. * Tıb: Beden âzalarının mafsallarını yerinden çıkarıp ayırmak

FESH-İ MUKAVELE : Turkish Risale

Mukavelenin bozulması, anlaşmanın feshedilmesi

FESK : Turkish Risale

Yola gitmek. * Kan döküp adam öldürmek

FESR : Turkish Risale

Beyan etmek, açıklamak. * Tabibin suya bakması

FESS : Turkish Risale

Kıtlık günlerinde tohumundan ekmek yapılan bir ot

FESTAT : Turkish Risale

(Bak: Fustât)