Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Risale

Turkish Risale
FÎ-İ MAKTU' : Turkish Risale

Biçilmiş kıymet, kararlaştırılmış değer

FÎF : Turkish Risale

(C: Efyâf- Füyuf) Düz yer

FÎH : Turkish Risale

(Fî-h) Onda, onun hakkında

FÎHİ NAZAR(UN) : Turkish Risale

Şüphe edilen bir mes'ele hakkında söylenir. "Ona bir bakmak, tetkik etmek lâzımdır" demektir

FÎKA : Turkish Risale

(C Efavık-Efvak) İki defa sütü sağmak arasında biriken süt

FÎSEBİLİLLAH : Turkish Risale

Allah yolunda. Allah için

FÜC'E : Turkish Risale

Ansızın, birdenbire

FÜC'ETEN : Turkish Risale

Apansızın. Birdenbire. Ansızın. Hiç beklenmedik anda

FÜCCAR : Turkish Risale

(Fâcir. C.) Günahkârlar. Açıktan günah işleyenler

FÜCLE : Turkish Risale

Turp

FÜCRE : Turkish Risale

Suyun çıkıp aktığı yer

FÜCUR : Turkish Risale

Günah. Zina. Namusları pây-mâl etmek gibi şeytanî iştiha. Dinsiz ve ahlâksızların durumu.(Fücur, haktan udul etmek, hak yolunu yarıp nizamından çıkarak fısk u isyana düşmektir. Bilhassa zina etmek, yalan söylemek, edebsizlik etmek mânasına isimlendirilir. E.T.)

FÜDS : Turkish Risale

(C.: Fedese) Örümcek

FÜFS : Turkish Risale

Kırman dağlarında bulunan bir taife

FÜGEN : Turkish Risale

f. Yıkıcı, atıcı, düşürücü

FÜKAHET : Turkish Risale

(C.: Fükâhât) Hoşa giden söz, lâtife, şaka, mizah

FÜKUK : Turkish Risale

Yaşamak. * Kocalmak, ihtiyarlamak. * Ayrılmak

FÜLC : Turkish Risale

(C: Füluc) Fevz ve zafer. * Yarık

FÜLFÜL : Turkish Risale

(C: Felâfil) Karabiber

FÜLFÜL-İ TAVİL : Turkish Risale

Uzun biber

FÜLGUR : Turkish Risale

Kuzukulağı dedikleri ot

FÜLK : Turkish Risale

Gemi, sandal, kayık

FÜLLEYK : Turkish Risale

Bir şeftali cinsi

FÜLS : Turkish Risale

(Fels) Mangır, akça, pul

FÜLS-İ AHMER : Turkish Risale

Bakır sikke, kızıl mangır