Multilingual Turkish Dictionary Turkish Risale

GAFFAR-ÜZ-ZÜNUB : Turkish Risale

Günahları örten, affeden Allah (C.C.)

GAFK : Turkish Risale

Hücum etmek, vurmak. * Birbiri ardınca cima etmek

Dikkatsizlik, endişesizlik, vurdumduymazlık. En mühim vazifeyi düşünmeyip, Cenab-ı Hakk'a itaat gibi işleri bilmeyip, başka kıymetsiz şeylerle uğraşmak. Nefsine ve hevesâtına tâbi olarak Allahı ve emirlerini unutmak

GAFLETEN : Turkish Risale

Dalgınlıkla, gaflet eseri olarak

GAFR : Turkish Risale

Örtmek, setr etmek. * Menazil-i kamerden üç küçük yıldız

GAFUL (GAFLE) : Turkish Risale

Aldanmak. * Terk etmek. * Belirsiz ve idraksiz olmak

GAFUR : Turkish Risale

(Gaffar ile aynı mânadadır.) Çok mağfiret ve merhamet eden, suçları en çok afveden. Cenab-ı Hak (C.C.)

GAFUR-UR RAHİM : Turkish Risale

Kusurları örten, adâletle en ziyade merhamet eden Cenab-ı Hak (C.C.). Mü'minlerin kusurlarını affederek muhafaza eden

GAFVE : Turkish Risale

Azıcık uyumak

GAFÎ : Turkish Risale

Her şeyin kemi, yaramazı, kötüsü

GAFÎR : Turkish Risale

Çok fazla, sayısız, kalabalık. * Örten, etrafını çeviren. * Umumi. * Boyun, boğaz ve kafada olan tüyler

GAFİL : Turkish Risale

Dikkatsiz, iyi düşünmeyen, uyanık olmayan. Haberi olmayan, ihtiyatsız, başına geleceği önceden düşünmeyen. Allah'ı unutan. Kendi gayr-ı meşru zevkine dalan. (Günde bir taşı binâ-yı ömrümün düştü yere,Can yatar gafil, binası oldu viran bîhaber. (Niyazi-i Mısrî)