Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Risale

Turkish Risale
GARER : Turkish Risale

Sonu mâlum olmayan, neticesi bilinmeyen

GARES : Turkish Risale

Açlık

GARET : Turkish Risale

(A, uzun okunur) Yağmacılık. Düşmanın malını yağma etmek. * Göbek

GARET-GER : Turkish Risale

Yağmacı. Çapulcu

GARETGER : Turkish Risale

(A, uzun okunur) f. Yağmacı. Çapulcu

GARETGERÂN : Turkish Risale

f. Yağmacılar, çapulcular

GAREYN : Turkish Risale

(A, uzun okunur) Alt ve üst çene, yâni ağız. * İki gar

GAREZ : Turkish Risale

Kayıştan yapılan üzengi. * Ağaç üzengi

GARF : Turkish Risale

(C: Guref-Agrâf) Kurtarmak. * El ile su almak. * Bir şeyi kesmek

GARGARA : Turkish Risale

Suyu, içilen ilâcı veya başka bir sıvıyı, boğazda oynatıp çalkalama. * Tavuk ve güvercinin ötmesi. * Can boğaza gelip tereddüt etmek. * Çömleğin kaynayıp fıkırdaması. * Çoban koyuna haykırıp çağırması

GARK : Turkish Risale

Batmak, suda boğulmak

GARK-AB : Turkish Risale

f. Suya batmış olan, boğulmuş

GARKA : Turkish Risale

Bir içim miktarı süt. * Suya batmış

GARKAD : Turkish Risale

Bir dikenli ağaç. * Medine-i Münevvere'de olan kabristana "Baki-ul Garkad" denir

GARKAN : Turkish Risale

Batarak, boğularak

GARM : Turkish Risale

Çekmek

GARNİZON : Turkish Risale

Fr. Bir şehir veya müstahkem mevkideki birliklerin tamamı. * Askeri birliklerin bulunduğu şehir

GARR : Turkish Risale

Aldatmak. * Hırsa düşmek. * Alnında dirhemden büyücek beyazlık bulunan at

GARRA : Turkish Risale

Parlak. Beyaz. Güzel. Şa'şaalı. * Kur'an'ın kudsi nurlarının parladığı Medine-i Münevvere'nin bir ismidir

GARRAN : Turkish Risale

f. Kükreyen, haykıran. Homurdanan

GARRE : Turkish Risale

Gafil kişi, gaflette bulunan kimse

GARRENDE : Turkish Risale

f. Kükreyerek vahşileşen arslan ve benzeri yırtıcı hayvan

GARS : Turkish Risale

Ağaç fidanı dikmek. * Dikilmiş fidan

GARS-I EŞCAR : Turkish Risale

Ağaç dikimi

GARS-I YEMİN : Turkish Risale

Sağ el ile dikilen fidan. * Bir kimsenin yanından, fidan gibi ayrılmayan kişi