Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Risale

Turkish Risale
GARSAN : Turkish Risale

Karnı aç kimse

GARUR : Turkish Risale

Dünyada insana gurur veren herhangi bir şey. * Aldatıcı. * Allahı unutturan

GARV : Turkish Risale

Acip

GARZ : Turkish Risale

Batırma, sokma. İğne sokma

GARÎ : Turkish Risale

f. Kararsız, sebatsız

GARÎF : Turkish Risale

(C: Guruf) Birbirine girmiş sık ve çok ağaç

GARÎM : Turkish Risale

Alacaklı. * Hasım. Rakib. Borçlu veya üzerinde borçtan başka hakları olan kimse

GARÎN : Turkish Risale

Havuz dibinde olan balçıklı su. * Her nesnenin kap dibinde kalan çöküğü, tortusu

GARÎR : Turkish Risale

Kefil. * Güzel ahlâk. * Durumdan veya işten anlamıyan

GARÎSE : Turkish Risale

Yeni dikilmiş fidan

GARÎZE : Turkish Risale

Asıl. Yaratılıştan olan. Sevk-i İlâhi. Huy

GARÎZİYE : Turkish Risale

Tıb: Yaratılışa âit. Yaşamaya âit. Doğuştan. Normal

GARİB : Turkish Risale

(A, uzun okunur) Batan. Gurub eden. * İki omuz arası. * Devenin hörgücüyle boynu arası

GARİB(E) : Turkish Risale

Hayret verici. Tuhaf. * Kimsesiz. Zavallı. * Gurbette olan

GARİB-NÜVAZ : Turkish Risale

f. Kimsesizlere ve gariplere yardım eden. Biçareleri ve zavallıları koruyan

GARİB-ÜD DİYÂR : Turkish Risale

Memleketin yabancısı

GARİBANE : Turkish Risale

f. Garip gibi, garip kimselere yakışır şekilde, garipçesine

GARİK : Turkish Risale

Suda boğulmuş

GARİKUN : Turkish Risale

Katran köpüğü

GARİYY : Turkish Risale

Cemil, güzel, hüsün

GARİZ : Turkish Risale

Taze nesne

GASA : Turkish Risale

Uzunluk

GASAGIS : Turkish Risale

Arslan, esed

GASAK : Turkish Risale

(Gusuk-Gasekan) İlk koyu karanlık. * Küfrün karanlığı. * Gözün dumanlanıp, seçemez olması. * Göz kararması. * Herhangi bir şeyin akması, dökülmesi. * Çok soğuk ve fena kokan içki veya su. * Kuvve-i şeheviyye. * Seyelân

GASAK-UL LEYL : Turkish Risale

Gecenin ilk karanlığı