Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Risale

Turkish Risale
GIRA : Turkish Risale

(Garrâ) Tutkal

GIRAJOVA ATEŞİ : Turkish Risale

Tar: Eskiden kale müdafaalarında hücum edenlere karşı ve deniz savaşlarında düşman gemilerini tutuşturmak için kullanılan ve su ile sönmeyen bir cins ateş. Balmumu, kükürt, ispirto, kâfuru karmasından ibarettir. Bu ya doğrudan doğruya tutuşturulur veya buna batırılmış yuvarlak yün parçaları ateşlenerek atılırdı

GIRANDİ DİREĞİ : Turkish Risale

Geminin ortasındaki en büyük direk. Bu yekpâre olmayıp üst üste dört direkten mürekkepti

GIRAR : Turkish Risale

Devenin sütünün azalması. * Az uyku. * Miktar. * Cihet, Misâl. * Yol. * Birbiri ardınca olmak. * Her nesnenin kenarı. * Büyük kıl çuval

GIRAS : Turkish Risale

Ağaç budağı. * Ağaç dikecek vakit

GIRBAL : Turkish Risale

(C.: Garâbil) İri delikleri olan elek, kalbur

GIRBAN : Turkish Risale

(Gurâb. C.) Kargalar

GIRBIN : Turkish Risale

Selin getirdiği çamur

GIRBİL : Turkish Risale

Havuzun dibinde kalan balçıklı su. * Bardak ve şişenin dibinde olan tortu

GIRGIRA : Turkish Risale

(C.: Garâgır) Yaban tavuğu

GIRIZÎ : Turkish Risale

(Bak: Gariziye)

GIRK : Turkish Risale

Çok, kesir

GIRKÎ : Turkish Risale

Yumurta kabuğu

GIRNEVK : Turkish Risale

(C: Garânik-Garânika) Su kuşlarından boynu uzun bir kuş. Telli turna. Kuğu kuşu

GIRR : Turkish Risale

İşten anlamayan ahmak kişi

GIRRE : Turkish Risale

Gaflet. Boş bir şeye aldanan. * Tevbeyi sonraya bırakıp, aldanan. Övünen, gururlu. Gâfil. İşe yaramaz

GIRS : Turkish Risale

(C: Egrâs) Dikilmiş ağaç. * Çocukla birlikte anadan çıkan ince deri

GIRÎV : Turkish Risale

f. Bağırma, feryat etme, çığlık atma, bağrışma

GISLÎN : Turkish Risale

Yara yıkandığında içinden çıkan irinli ve kanlı su. * Cehennem ehlinin etleri ve kanlarının yıkandığı nesne

GITA : Turkish Risale

Örtü. Örtünecek şey. Perde

GITA-YI BASAR : Turkish Risale

Göz perdesi

GITA-YI RAKİK : Turkish Risale

İnce örtü

GITARRES : Turkish Risale

(C: Gatâris) Zâlim, mütekebbir, kibirli kimse

GITRİF : Turkish Risale

Mütekebbir, gururlu, kendini beğenmiş

GIYAB : Turkish Risale

Görünmemek. Göz önünde olmamak. * Hazırda bulunmamak. * Bilinmeyen şeyler. * Arka. Arkasından