Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Risale

Turkish Risale
FEYZ-EFZA : Turkish Risale

f. Feyiz artıran, bollaştıran

FEYZ-NAK : Turkish Risale

f. Feyizli, bereketli, bol

FEYZ-RESAN : Turkish Risale

f. Bolluk ve bereket getiren, feyiz bahşeden

FEYZ-YAB : Turkish Risale

f. Bollaşan, feyiz bulan. Feyze nâil olan

FEYZ-İ SAFÂ : Turkish Risale

Neşenin feyzi, safânın bolluğu

FEYZA FEYZ : Turkish Risale

Feyiz ile dolu, bol

FEYZÎ : Turkish Risale

Bolluk ve berekete ait ve müteallik. Feyze mensub

FEYŞE (FEYŞELE) : Turkish Risale

(C: Feyâşil-Fiyeş-Fiyâş) Zeker başı

FEZA : Turkish Risale

(Efzâ) f. Artıran, ziyadeleştiren, çoğaltan (mânâlarına gelip, kelime sonlarına getirilerek birleşik kelime yapılır.) Meselâ: Can-feza $
Can verici. Hayret-feza $
Çok hayret verici. Ruh-feza $
Ruh verici

FEZA' : Turkish Risale

Korku. Havf. * Sığınma, dehalet. * Uykuda şiddetli korku ile uyanmak

FEZA-NEVERD : Turkish Risale

f. Fezâda dolaşan, boşlukta giden

FEZAA : Turkish Risale

Yolda ve tarlada yapılan ve höyük denilen suret

FEZAZE : Turkish Risale

Ahlâkı kaba ve kerih olmak

FEZAÎ : Turkish Risale

Gökle alâkalı. Göğe âit. Geniş sahaya âit. Fezaya âit ve müteallik

FEZAİL : Turkish Risale

(Bak: Fazâil)

FEZD : Turkish Risale

Kan aldırmak

FEZLEKE : Turkish Risale

Hülâsa. Netice. Öz. İcmâl. * Hesap listesinde netice.(S
Gerek Kur'an-ı Kerim olsun, gerek tefsiri olan Hadis-i Şerif olsun; her fenden, her ilimden birer fezleke almışlardır. Bir kitab veya bir şahsın yalnız fezlekeleri ihata etmekle harika olması lâzım gelmez. Bir şahıs, pek çok fezlekeleri ihata edebilir?C
Bahsettiğimiz fezleke, sellemehüsselâm fezlekeler değildir. Ancak, hüsn-ü isabetle münasib bir mevkide ve münbit bir yerde, işitilmemiş çok işaretleri tazammun etmekle istimal ve zer' edilen fezlekelerdir. Kur'an veya Hadisin aldıkları fezlekeler, bu kabil fezlekelerdir. Bu kabil fezlekeler tam bir meleke ve ıttıladan sonra hâsıl olabilir ki, herbir fezleke, me'hazı olan fen veya ilmin hükmünde olur. Bu ise, bir şahısda olamaz. İ.İ.)

FEZR : Turkish Risale

Yarmak. * Ayırmak. * Bozup feshetmek.FEZZ
Yalnız şey. Bir kimsenin yalnız kendi başına olması. * Udûl. * Geri dönmek. * Buzağı. * Hafif

FEZÂ-YI FEYZ : Turkish Risale

Feyiz sahası, feyzin fezası

FEZÂ-YI ITLÂK : Turkish Risale

Hudutsuz gökyüzü. Nihayetsiz feza

FEZÎZ : Turkish Risale

Seyelân etmek, akmak

FEŞ' : Turkish Risale

Böğürtlen ağacına benzer bir ağaç

FEŞAFEŞ : Turkish Risale

f. Hışıltı. * Atılan okun, havada giderken çıkardığı ses

FEŞAK : Turkish Risale

Sürur, neşe, sevinç, neşat

FEŞAN : Turkish Risale

f. Saçma. Neşretme. * Yayıcı. Serpici olan