Turkish Risale
ALİZENDE : Turkish Risale
f. Çifteli at
AMA' : Turkish Risale
Dağbaşlarında olan duman
AMAH : Turkish Risale
f. Şiş, kabarcık
AMAK : Turkish Risale
(Maak ve Mauk. C.) Göz pınarları
AMAKA : Turkish Risale
Derinlik. * Iraklık
AMALİKA : Turkish Risale
Çok eskiden Sina yarımadasında yaşadıkları sanılan ve gariplikleriyle şöhrete erişen bir kavim
AMAME : Turkish Risale
Sarık. Ammâme. Başa sarılan ve sünnet-i seniyye olan kisve. (Bak: İmâme)
AMAN : Turkish Risale
(Emân) Emniyet. İmdat. Yardım dileği. Afv, ricâ, niyâz. * Sabırsızlıkla hiddet ve infiâl ifâdesi. * Tenbih, sakındırma
AMAN-NAME : Turkish Risale
f. Bir şahsa iltimas yapması için, başka bir kimseye hitaben yazılan pusula, yazı
AMAR(E) : Turkish Risale
f. Hesap. * Araştırma. * Tıb: Karında su toplanma hastalığı
AMARE : Turkish Risale
(C.: İmâr) Fes gibi başa giyilen nesne
AMARE-GİR : Turkish Risale
f. Hesap işleriyle uğraşan kişi. Muhasebeci
AMARİYYE : Turkish Risale
Deveye konulan mıhfe
AMAS : Turkish Risale
f. İnsan vücudunda meydana gelen sis ve kabarcık
AMASE : Turkish Risale
şiddet. * Zulmet
AMATÖR : Turkish Risale
Fr. Bir işi para kazanma maksadıyla değil de, zevk için yapan kimse
AMAY : Turkish Risale
f. Süsleyen, dolduran mânasına gelir ve kelimelere eklenerek kullanılır
AMAZON : Turkish Risale
Milattan önce yaşamış İskitlerin kadın askerlerine verilen isim. Göğüslerini dağlatarak küçükten harbe alıştırılan bu İskit kadınlarının şiddetli muharebeler yaptıkları yazılıdır. * Güney Amerika'da büyük bir nehir adı.(Evet nasıl ki tarihlerde eski zamanlarda "Amazonlar" nâmında gayet silâhşör kadınlardan mürekkeb bir tâife-i askeriye olarak harika harpler yaptıkları naklediliyor... Aynen öyle de bu zamanda zındıka dalâleti İslâmiyete karşı muharebesinde nefs-i emmarenin plâniyle şeytan kumandasına verilen fırkalardan en dehşetlisi, yarım çıplak hanımlardır ki; açık bacağı ile dehşetli bıçaklarla ehl-i imâna taarruz edip saldırıyorlar. Nikâh yolunu kapamağa, fuhuşhane yolunu genişlettirmeğe çalışarak çokların nefislerini birden esir edip kalb ve ruhlarını kebâir ile yaralıyorlar. Belki o kalblerden bir kısmını öldürüyorlar. G.R.)
AMBALAJ : Turkish Risale
Fr. Eşyayı taşınabilir bir hale koymak için sarma veya sandığa yerleştirme işi
AMBARGO : Turkish Risale
Bir para veya malın kullanılması veya başka bir yere götürülmesi ya da bir geminin bulunduğu limandan ayrılması yasağı
AMD : Turkish Risale
Niyet, kasıt, istek, arzu. * Direk koymak
AMDEN : Turkish Risale
Kasten, bile bile. İsteyerek
AME : Turkish Risale
f. Divit, yazı hokkası
AMED : Turkish Risale
Sütunlar. * Birşeye devam üzere olma. * Mülâzemet etme
AMEH : Turkish Risale
Basiretsizlik. Tahayyür, tereddüt. Doğru ciheti bilmemek
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani