Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Risale

Turkish Risale
AN'ANEVİYE : Turkish Risale

An'aneciler. * An'aneden gelen

AN'ANÂT : Turkish Risale

(An'ane. C.) Rivayetler. * Gelenekler, an'aneler, âdetler, örfler

AN-ASL : Turkish Risale

Aslında, hakikatında, aslından

AN-BE-AN : Turkish Risale

Gittikçe, yavaş yavaş, zaman ilerledikçe

AN-CEHLİN : Turkish Risale

Bilmezlikle, bilmeyerek

AN-I SEYYALE : Turkish Risale

Gelip geçici az bir an.(Vacib-ül Vücud'a intisabını bilen veya intisabı bilinen herbir mevcud, sırr-ı vahdetle, Vâcib-ül Vücud'a mensub bütün mevcudatla münasebetdar olur. Demek her bir şey, o intisab noktasında hadsiz envar-ı vücuda mazhar olabilir. Firaklar, zevaller, o noktada yoktur. Bir ân-ı seyyâle yaşamak, hadsiz envâr-ı vücuda medardır. Eğer o intisab olmazsa ve bilinmezse, hadsiz firaklara ve zevallere ve ademlere mazhar olur. Çünki o hâlde alâkadar olabileceği herbir mevcuda karşı bir firakı ve bir iftirakı ve bir zevâli vardır. Demek kendi şahsi vücuduna, hadsiz ademler ve firaklar yüklenir. Bir milyon sene vücudda kalsa da, intisabsız
evvelki noktasındaki o intisabdaki
bir an yaşamak kadar olamaz. Onun için ehl-i hakikat demişler ki: "Bir ân-ı seyyâle vücud-u münevver, milyon sene bir vücud-u ebtere müreccahtır." Yani: "Vücud-u Vâcibe nisbet ile bir an vücud, nisbetsiz milyon sene bir vücuda müreccahtır." Hem bu sır içindir ki, ehl-i tahkik demişler: "Envâr-ı vücud, Vâcib-ül Vücudu tanımakladır." Yâni: "O hâlde kâinat, envar-ı vücud içinde olarak melâike ve ruhaniyat ve zişuurlar ile dolu görünür. Eğer onsuz olsa; adem zulümatları, firak ve zeval elemleri herbir mevcudu ihata eder. Dünya, o adamın nazarında, boş ve hâli bir vahşetgâh suretinde görünür." M.)

AN-I VÂHİD : Turkish Risale

Aniden, birdenbire, bir an

AN-KARİB : Turkish Risale

Yakından, çok zaman geçmeden

AN-KARİB-İZ-ZAMAN : Turkish Risale

Yakın vakitten

AN-KARİBİN : Turkish Risale

Yakın vakitlerde

AN-KASDİN : Turkish Risale

Kasd ve niyet üzere, mahsusen

AN-KÜM : Turkish Risale

Sizden

AN-KÜMA : Turkish Risale

İkinizden

AN-KÜMÂ : Turkish Risale

İkinizden

AN-LA ŞEY'İN : Turkish Risale

Bilâ mucib, sebebsiz

AN-NAKDİN : Turkish Risale

Nakit para olarak

AN-SAMİM-İL KALB : Turkish Risale

Can ve yürekten, kalbden

AN-SAMİMİN : Turkish Risale

Kalbden. Riyasızlıkla. Samimiyetle. İçten

AN-İL İMAN : Turkish Risale

İmandan

AN-İL-GIYAB : Turkish Risale

Kendisi yokken, gıyabında, arkadan

ANAFOR : Turkish Risale

Denizde akıntının yanında veya altında, onun ters istikametinde olarak akan su. Akıntı mukabili

ANAK : Turkish Risale

En zarif, en yakışıklı, en güzel.* Çok ferah, çok sürurlu

ANAKAT : Turkish Risale

Muvaffakiyetsizlik. Ümidi boşa çıkma

ANALJEZİ : Turkish Risale

yun.Tıb: Acı hissinin kaybı

ANALOJİ : Turkish Risale

Mant. Benzetme yoluyla sonuç çıkarma. Bilinmeyen bir durum, bir hadise, bir münasebet ve bir varlık hakkında hüküm vermek için bilinen bir benzeri hakkındaki bilgilerden faydalanılarak muhakeme yürütülmesidir. Bu tarz düşünce çok defa düşüneni yanlış sonuca götürür. Muhtemel olanın muhakkak zannedilmesine sebep olur. Hataya düşmemek için dikkatli olmak gerekir