Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Risale

Turkish Risale
ASD : Turkish Risale

Cimâ etmek. * Döndürmek. * Bozmak

ASDA : Turkish Risale

(Sadâ. C.) Sadâlar, sesler

ASDAF : Turkish Risale

(Sedef. C.) Sedefler

ASDAG : Turkish Risale

(Sudg. C.) Tıb: Şakaklar, yüzdeki şakaklar

ASDAGAN : Turkish Risale

Tıb: Kollarımızdaki nabız damarları

ASDAK : Turkish Risale

(Sıdk. C.) Samimi şeyler

ASDER : Turkish Risale

Omuz, menkıb

ASDİKA : Turkish Risale

Sâdıklar. Sabık ve sadık dostlar. * İçi dışına, sözü işine uygun olanlar

ASED : Turkish Risale

Cimâ etmek. * İp bükmek

ASEF : Turkish Risale

(Asf) Büyük kadeh. * Bir şeyi almak. * Yoldan çıkmak. Zulüm eylemek. Körü körüne gitmek. * Birisini istihdâm eylemek. Irgatlık etmek, tarlada işçilik etmek. * Ölüm. (Kamus'tan alınmıştır.)

ASEL : Turkish Risale

Bal. Şehd. * Tatmak. * Su akarken yüzünde hâsıl olan kabarcık. * Cennette bir su

ASEL-İ MUSAFFA : Turkish Risale

Süzme bal

ASELAN : Turkish Risale

Süngü titrediğinden acı çekmek. * Boynunu uzatıp sür'atle gitmek

ASELBENT : Turkish Risale

Tıbda ve kokuculukta kullanılan bir reçinedir ve aynı adla anılan ağacın kabuklarının çizilmesiyle elde edilir

ASELLAK : Turkish Risale

Deve kuşunun erkeği

ASELÎ : Turkish Risale

Bal gibi sarı renkte olan. * Yahudilerin ayırdedilmek için, omuzbaşlarına taktıkları sarı kumaş parçası. * Eskiden kullanılan bir kumaş çeşidi

ASELİYYET : Turkish Risale

Bal hâli

ASEM : Turkish Risale

Kesbetmek. Kazanmak. çalışmak. * Dirsekten itibaren elin kuruyup çolak ve eğri olması. * Ayağın topuktan kuruyup eğilmesi ve aksak olması

ASEMM : Turkish Risale

Çok sağır

ASEMSEM : Turkish Risale

Kuvvetli, büyük deve

ASEN : Turkish Risale

Tütün, duhan

ASENN : Turkish Risale

Koltuğu kokan kişi

ASER : Turkish Risale

Solak kimse, solaklık

ASERAT : Turkish Risale

Sürçmeler, yanılmalar. * Ayak kayması

ASERE : Turkish Risale

Kanat teleklerinden evvel, ucunda olan beyaz telekler