Turkish Turkish Ansiklopedik
KILAVUZ : Turkish Turkish Ansiklopedik
(tür.) er.
yol gösteren, rehber
KILINÇ : Turkish Turkish Ansiklopedik
(tür.) er.
çelikten silah.
davranış, yaratılış, huy
KILIÇALP : Turkish Turkish Ansiklopedik
(tür.) er.
kılıç gibi keskin yiğit
KILIÇASLAN : Turkish Turkish Ansiklopedik
(tür.) er.
(bkz. kılıçalp). ilk selçuklu sultanı süleyman şah'ın oğlu. daha sonra o da selçuklu hanedanının başına geçti
KILIÇHAN : Turkish Turkish Ansiklopedik
(tür.) er.
(bkz. kılıçalp)
KINAY : Turkish Turkish Ansiklopedik
(tür.)
çok çalışkan, etkin, faal.
erkek ve kadın adı olarak kullanılır
KINCAL : Turkish Turkish Ansiklopedik
(tür.)
ince zarif.
aksi.
erkek ve kadın adı olarak kullanılır
KINER : Turkish Turkish Ansiklopedik
(tür.) er.
(bkz. kıncal)
KINNESRİN : Turkish Turkish Ansiklopedik
(ara.) ka.
kuzey suriye'de bir şehir, eski halepde denilmektedir
KINIK : Turkish Turkish Ansiklopedik
(tür.) er.
kaynak, menba.
istek, arzu, gayret.
obur.
oğuzların 24 boyundan biri
KINIKASLAN : Turkish Turkish Ansiklopedik
(tür.) er.
(bkz. kınık)
KIRALP : Turkish Turkish Ansiklopedik
(tür.) er.
kır beyi, taşrada oturan
KIRAY : Turkish Turkish Ansiklopedik
(tür.) er.
genç, delikanlı.
ürün vermeyen arazi.
eşkıya yol kesen
KIRCA : Turkish Turkish Ansiklopedik
(tür.) er.
dolu.
ufak ve sert taneli kar, rüzgarla karışık yağmur
KIRDAR : Turkish Turkish Ansiklopedik
(tür.) er.
ölçülü davranış, soğukkanlılık
KIRGIZ : Turkish Turkish Ansiklopedik
(tür.) er.
gezici, gezgin.
kırgızistan'da oturan halk
KIRTEKİN : Turkish Turkish Ansiklopedik
(tür.) er.
(bkz. kıralp)
KISMET : Turkish Turkish Ansiklopedik
(ara.) ka.
bölme, pay etme, hisselere ayırma.
talih, nasip, kader.
şayi olan hisseyi tayin etme belirtme
KIVANÇ : Turkish Turkish Ansiklopedik
(tür.).
sevinç, memnuniyet.
övünen, güvenen, iftihar eden.
erkek ve kadın adı olarak kullanılır
KIYAM : Turkish Turkish Ansiklopedik
(ara.) er.
kalkma, ayağa kalkma, ayakta durma.
namazda ayakta durma.
bir işe başlama.
ayaklanma.
ölümden sonra dirilme, ayağa kalkma
KIYAS : Turkish Turkish Ansiklopedik
(ara.) er.
bir şeyi başka şeye benzeterek hüküm verme.
karşılaştırma, örnekseme.
umum kaideye uyma
KIYMET : Turkish Turkish Ansiklopedik
(ara.) ka.
değer.
bedel, baha, tutar.
şeref, onur, itibar
KIZILÖZEN : Turkish Turkish Ansiklopedik
(tür.) ka.
kızılırmak, güney azerbaycan'ı 2 defa katederek gilan'da hazer denizine dökülen ırmak
LAHİB : Turkish Turkish Ansiklopedik
(ara.) er.
açık yol
LAHİKA : Turkish Turkish Ansiklopedik
(ara.) ka.
(bkz. lahik)
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani