Turkish Turkish Ansiklopedik
ÜÇOK : Turkish Turkish Ansiklopedik
(tür.) er.
oğuz destanına göre sol kolda bulunan 12 oğuz boyuna verilen ad
IDIK : Turkish Turkish Ansiklopedik
(tür.) er.
kutsal, mübarek
IDIKUT : Turkish Turkish Ansiklopedik
(tür.) er.
eski türklerde bir şan.
devlet yönetme gücü
IKNAT : Turkish Turkish Ansiklopedik
(ara.) ka.
allah'a dua etme, yalvarma.
inkisar etme.
namazda kıyamı uzatma ve hacca devam etme
ILDIR : Turkish Turkish Ansiklopedik
(tür.) er.
parıltı, parlayış.
alacakaranlık
ILDIZ : Turkish Turkish Ansiklopedik
(tür.).
yıldız.
gündönümünden 10 gün önceki zaman.
erkek ve kadın adı olarak kullanılır
ILGAR : Turkish Turkish Ansiklopedik
(tür.) er.
çok çabuk, hızlı.
hücum, akın.
verilen söz.
havanın parlak, açık olması.
öfke
ILGAZ : Turkish Turkish Ansiklopedik
(tür.).
atın dört nalla koşması.
hücum, akın.
çankırı ilinin ilçe merkezi.
batı karadeniz bölgesinin en yüksek dağ kitlesi.
erkek ve kadın adı olarak kullanılır
ILGAZER : Turkish Turkish Ansiklopedik
(tür.) er.
(bkz. ılgar)
ILGI : Turkish Turkish Ansiklopedik
(tür.) er.
soy sop.
sürü.
çoban.
hısım, akraba
ILGIM : Turkish Turkish Ansiklopedik
(tür.) ka.
serap. (bkz. serap).
gök erimi, serap.
belli belirsiz
ILGIN : Turkish Turkish Ansiklopedik
(tür.) ka.
kumlu topraklarda yetişen ve çit bitkisi olarak kullanılan ağaççık
ILICAN : Turkish Turkish Ansiklopedik
(tür.) er.
ılıkça, biraz ılık
IRAK : Turkish Turkish Ansiklopedik
(tür.) ka.
(bkz. uzak)
IRAZ : Turkish Turkish Ansiklopedik
(tür.) ka.
(bkz. ırak)
IRMAK : Turkish Turkish Ansiklopedik
(tür.) ka.
çoğunlukla denize dökülen, genişliği ve taşıdığı su niceliği bakımından en büyük akarsu, nehir
IRIZ : Turkish Turkish Ansiklopedik
(tür.) er.
cesur, yiğit
ITRİ : Turkish Turkish Ansiklopedik
(ara.) er.
ıtrî (buharizâde mustafa efendi). türk besteci, hattat ve şair
ITIR : Turkish Turkish Ansiklopedik
(ara.) ka.
güzel, hoş koku.
sardunyagillerden, yapraklan güzel kokan bitki, turnagagası
IŞKIN : Turkish Turkish Ansiklopedik
(tür.) ka.
bitki sürgünü, asma filizi
IŞIK : Turkish Turkish Ansiklopedik
(tür.) ka.
bazı cisimler tarafından tabii halde ve akkor haline gelinceye kadar ısıtıldığında yayılan, cisimleri görmemizi sağlayan ışıma, aydınlık, ziya, nur (bkz. ziya, nur).
aydınlatma cihazı, mum, lamba, ampul, fener.
ışık tutma, bir konuda aydınlatıcı bilgi vermek
IŞIKALP : Turkish Turkish Ansiklopedik
(tür.) er.
(bkz. ışık)
IŞIKAY : Turkish Turkish Ansiklopedik
(tür.).
(bkz. ışık).
erkek ve kadın adı olarak kullanılır
IŞIKER : Turkish Turkish Ansiklopedik
(tür.) er.
(bkz. ışık)
IŞIKHAN : Turkish Turkish Ansiklopedik
(tür.) er.
(bkz. ışık)
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani